Elektrikli otomobil rüyası her geçen gün hayatımızın gerçeği olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Bugüne kadar daha çok küçük otomobillerde gördüğümüz elektrikli ve hibrid otomobil uygulaması BMW’nin i8 modeliyle spor otomobil segmentinde de kendini gösterdi. i8’in göze en güzel özelliği son derece yenilikçi ve çarpıcı tasarımı. Kapıların yukarı açılmasıyla kendinizi Geleceğe Dönüş filminde hissediyorsunuz. Bir bakıma bu hisleriniz doğru çünkü araç kesinlikle geleceğe bir otomobil. Hazır filmlerden konu açılmışken 2011 tarihli Mission Impossible: Ghost Protocol filminde aracımızın ilk kez göründüğünü hatırlatalım. O zamanlar seri üretime geçmeyen araç bugün yılda 500 adet üretilecek. Bu sayı belki tahminlerinizin altında ancak lüks hibrit segmentteki Corvette, Tesla gibi oyuncuların bulunduğu pazara göre normal denilebilir.
Aracımızda 12 silindirli 1.5 litrelik 228 beygir konvansiyonel motora ilaveten 129 beygirlik elektrikli motor bulunuyor. İki motorun oluşumunda 357 beygirlik inanılmaz bir güce sahip oluyoruz. Böyle güçlü bir otomobilin sürati de hız tutkunlarını tatmin edecek seviyede 250 km olarak belirlenmiş. Mühendisler aslında aracın daha da hız yapabileceğini fakat güvenlik nedenleriyle süratin kilitlendiğini belirtiyorlar. Overclock dünyasına yakın PC kullanıcıları sanayide bu kilidi açacak bir yazılım peşine düşerler mi bilmiyoruz ancak şu bir gerçek ki 100 km hıza 4.5 saniyede ulaşabilen i8 gerçekten performans canavarı. Önemli bir konu da kat edebileceğimiz yol mesafesi. Comfort Mode denilen ortalama sürüş özellikleriyle i8, 500 km civarında yol gidebiliyor ki bu da neredeyse dizel otomobile eşit. ECO PRO modunda bu yüzde 20 oranında artırılabiliyor. Sadece elektrikli motoru kullanarak da 35 km civarında yol gitmek mümkün. i8, akıllı telefonlarda kullanılan kimyasal olarak sertleştirilmiş camın ilk olarak kullanıldığı seri üretim otomobil unvanına da şimdiden sahip oldu. Aracı bir de Eco denilen ekonomik moduyla kullanmak mümkün. Bu sayede daha çok yakıt, şarj tasarrufu yapabilirsiniz. Spor otomobillerin ses konusu da her zaman dikkat çeker. Ses izolasyonu konusunda i8 son derece başarılı. Bunda etkili nedenlerden biri de camların gelişmiş telefonlardan hatırladığımız 0.7 mm kalınlığında olması. Camlar ince, sağlam ve sesi izole eden özelliklerle araç içi akustik kalitesini artıyor. Bir de buna ek olarak spor egzozlar devreye girerek dış sesi azaltıyor. Aracın sağlamlığını artırmak ve ağırlığını düşük tutup performansı yükseltmek adına şase ve gövde malzemesinin alüminyum ve karbon fiberden geliştirdiğini belirtmekte yarar var.
Otomobilin eleştirilen özelliklerinden biri iç kısmının beklenilenden dar olması. İki kapılı i8 içine oturduğunuzda özellikle arka koltuktakileri dar ve alçak bir araç hissi deneyimi bekliyor. Bununla beraber bagaj bölümünden de büyük oranda feragat edilmiş. Bir orta boy bavul koyduğunuzda bagaj hakkınız doluyor. Böyle bakıldığında aracı daha çok iki kişilik olarak düşünmekte fayda var. Detaylar konusuna geldiğimizde ise yapılan araştırmalara göre hibrid ve elektrikli otomobil sahipleri motorlarını görmek istiyor. Bu herhalde yeni bir teknolojik oluşumdan tatmin olma duygusuyla ilgili. Ancak i8’in elektrik motoru altta kaldığı için sadece yetkili servis personeli ulaşıp görebiliyor. Aynı şey egzozlar için de geçerli. Böyle bir spor aracın egzozlarının daha belirgin olmasını beklerdik. Buna karşın sürücüyü ilgilendiren kadranların dijital yapısı otomobilin konseptine uyuyor.
Ülkemizde bu destancı aracın satışı 180 bin Euro’dan başlıyor. Bu yüksek fiyatın %40 civarında vergiye gittiğini hatırlatalım. Yine de i8 zevkini yaşamak isteyip ekonomik nedenlerle geri duranlar daha mütevazı i3 modeline göz gezdirebilirler. Son olarak dünyanın çeşitli bölgelerinde karbondioksit emisyon değerleri doğrultusunda bazı bölgelere birçok aracın alınmamaya başlandığını görüyoruz. Bu tarz bir rotanız varsa ve sürat yapmak istiyorsanız i8 ekstra bir tatmin duygusu verecektir.