Günümüzde web yayıncılığı yapmak için bir sertifika veya ehliyet almanıza gerek yoktur. Hatta konunun uzmanı bile olmasanız özgürce yayın yapabilirsiniz. Size gereken sadece biraz pratik bilgi ve arama motorlarından edinebileceğiniz kısa notlar olacaktır. Çok kısa bir zaman diliminde hayata geçirebileceğiniz size ait bir fikri, hizmeti veya satışını yaptığınız bir ürünü milyonlarca internet kullanıcısına ulaştırabilirsiniz. Üstelik ulaşabileceğiniz kitle sadece şehriniz ve ülkenizle de sınırlı kalmaz. Bahsettiğim aslında tüm dünyaya açık bir yayıncılığın gücüdür.
Web Yayıncılığı ve Kısa Tarihçesi
Bu gücün nasıl oluştuğuna geçmeden önce kısaca web yayıncılığının tarihçesine bakmakta fayda var. Vikipedi, özgür ansiklopedi’ye göre World Wide Web (kısaca WWW veya web), birbiriyle bağlantılı, internet üzerinde çalışan ve “www” ile başlayan adreslerdeki sayfaların görüntülenmesini sağlayan servis olarak tanımlanıyor. Web kavramının ise dünyada ilk olarak bir araştırma kuruluşu olan CERN’de (Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi anlamına gelen Fransızca Conseil Européen pour la Recherche Nucléaire kelimelerinde oluşan bir kısaltma) 1989 yılında ortaya çıktığını söyleyebiliriz.
1990’lı yılların başlarında da sadece metin ile çalışan tarayıcılar (browserlar) yeni yeni ortaya çıkıyordu. Bunlar bağlantı yaratan kelimelere verilen isim olan hypertext yapısını kullanıyorlardı. Sonrasında daha düzenli bir yapıya geçilerek Hyper Text Markup Language (HTML) dili kullanıma sunuldu. Bu oluşturulan HTML dökümanlarını başka sitelere göndermek için adına Hypertext Tranfer Protocol (http) denilen bir yapı kurgulandı. Web sitesi kavramı yeni yeni oluşuyordu ve 1993 yılına gelindiğinde henüz web sitelerinin sayısı 100 adedi bile bulmuyordu.
O günlerden bu günlere çok zaman geçti. İnternet ve teknoloji büyük bir hızla gelişti. İnsanlar web üzerinde 7×24 kesintisiz çalışan ve hiç kapanmayan modeli pek bir sevdiler. Bu platformda olmak zahmetsiz, ucuz ve kolaydı. Fakat en önemli ayrıntı sürekli açık olmasıydı. Platformun belirli bir zamanda kapanma veya ara verme problemi yoktu. Burada sağlanan bilgilere ve hizmetlere insanlar istedikleri zaman bir kaç tuş tıklaması ile ulaşabiliyor, evlerindeki veya iş yerlerindeki koltuklarından kalkmadan işlerini internet üzerinden yapabiliyorlardı.
Domain Name System – Alan Adı Sistemi DNS
Bu arada web yayıncılığından bahsedip de DNS’den (Domain Name System – Alan Adı Sistemi) bahsetmemek olmaz. DNS kavramını kısaca açıklamak gerekirse DNS’ler kendilerine yönlendirilen alan adlarının IP adreslerini bu sorguyu yapan kullanıcılara iletirler. Yani bir çeşit rehber gibi düşünebilirsiniz. DNS yoluyla bir kullanıcı bir siteye ulaşmak istediğinizde sitenin nerede, hangi IP ile hangi bilgisayara ait olduğu belirlenerek istediği yere erişimi sağlanır. Ayrıca bir alan adına sahip olmadan web sitesine tek başına IP adresiyle de ulaşılabilir.
Alan İsimlerinde Eklerin Anlamı
Alan isimlerinde .COM ticari amaçlı siteler için, .EDU eğitim amaçlı siteleri için, .GOV hükümet siteleri için, .MIL askeri siteler için, .NET network siteleri ve internet servis sağlayıcılar vs. için ve .ORG ise sivil toplum kuruluşları için kullanılır. Alan adlarını aslında satın alınan değil kiralanan bir hizmet olarak da düşünebilirsiniz. En az bir yıl en fazla da 10 yıl olmak üzere yenilenebilir.
Özetle, web üzerinden yapılan yayın ile gerçek dünyada yapılacak masrafları önemli miktarda azaltmak mümkündür. Bu yolla bilgiye erişmek için harcanan süre azalacağı gibi katalog ve broşür gibi daha detaylı ve miktar olarak büyük bilginin basılı olarak size bir şekilde ulaştırılmasını beklemek yerine web üzerinden bu bilgiye birkaç saniye içinde ulaşmak ciddi ölçüde verimlilik sağlar. Kullanıcı ihtiyaç duyduğu her türlü bilgi, belge, fotoğraf ve videoya oturduğu yerden ulaşabilir.