Gelişen teknolojinin dokunduğu alanlardan biri olan fotoğraf, giderek daha akıllı ve fonksiyonel hale geliyor. Bu yazıda akıllanan fotoğraf teknolojilerini ve hayatımıza kattıklarını ele alıyoruz.
İlk fotoğraf olarak kabul edilen ve Nicéphore Niepce tarafından çekilen görüntünün üzerinden yaklaşık olarak 191 yıl geçti. Bu kadar eski olan fotoğraf, son son 20 yılı saymazsak genelde teknik ve belli bir beceri gerektiren bir alandı. Gelişen teknoloji ve dijitalleşme sonucu tabana yayılan ve herkesin kullanabildiği bir kavram haline gelen fotoğraf, cep telefonlarının gelişimi ve kamera teknolojileriyle donatılmasıyla beraber genç-yaşlı, bilgili-bilgisiz herkesin kullanabildiği hayatımızın bir parçası oldu.
Teknoloji fotoğraf çekmeyi kimyasal bir işlemden dijital bir hale çevirince film banyosu, dia pozitif, büyük fotoğraf makineleri, on binlerce liralık ekipmanlar da ya tarihe karıştı ya da profesyonellerle meraklısı olanların kullanımına kaldı.
İlk adım: Tam otomatik mod
Dijitalleşen fotoğrafla beraber hayatımıza giren ilk kavram tam otomatik mod oldu. Analog makinelerde bulunmayan bu mod kullanıcıya ‘ben ortama göre sana uygun diyafram/enstantane modunu öneririm, sen kafayı yorma’ dedi. Birçok ortam ve durumda işe yarayan bu mod aynı zamanda flaşın gerekli olup olmadığına, ISO ve Beyaz Ayarı gibi fonksiyonlara da karar veriyordu.
Genel olarak baktığımızda fotoğrafın en basit anlamda akıllandığı konulardan biri tam otomatik çekim modu oldu. Çok temel bazda olan bu akıllanma beraberinde herkesin fotoğraf çekmesini ve fotoğrafın tabana çok daha hızlı yayılmasını sağladı. Günümüzde birçok cep telefonu kamerasında standart mod olan otomatik mod da bu tam otomatik moda benzer bir mantıkla çalışıyor ve günlük hayatımızda karşımıza çıkan birçok fotoğraf bu modla çekiliyor.
Yapay zeka destekli fotoğraf düzenleme yazılımı: Luminar Neptune
Macphun isimli firma tarafından geliştirilen Luminar Neptune temelde bir fotoğraf düzenleme yazılımı. Ancak yazılımı diğerlerinden farklı hale getiren özelliklerinden biri ise yapay zeka destekli bir filtre setine sahip olması. Bu özelliği kullandığınızda sıradan fotoğrafları bile muhteşem bir hale getirebilen yazılım, vaad ettiklerini fazlasıyla karşılıyor. Bu sayfaya birkaç örneğini koyduğumuz yazılımın şimdilik (en azından bu yazıyı yayınladığımız tarihte) sadece Mac sürümü bulunuyor. Ücretli bir yazılım olan Luminar Neptune’ün fiyatı 69 dolardan başlıyor. Sonuçları bazıları için biraz fazla manipülatif olsa da günlük kullanım için çok başarılı bir yapay zeka desteğinin olduğunu belirteyim. Yazılımın düzenlediği fotoğraflarla ilgili detaylı bilgi firmanın resmi internet adresinde yer alıyor.
Siyah beyaz fotoğrafları yapay zeka renklendiriyor
Bir diğer yapay zeka dokunuşu ise Berkeley üniversitesinde çalışan araştırmacılardan geldi. Üniversitede geliştirilen bir yapay zeka yazılımı, siyah beyaz fotoğrafları otomatik olarak renklendiriyor. Kullanıcının belli oranda müdahale edebildiği bu renklendirme işlemi genel olarak başarılı sonuçlar veriyor. Oldukça zahmetli ve uzun süren bir işlem olan renklendirme sadece teknik bir konu olmadığından vakit alıyordu. Ancak yazılım uygun veriler girildiğinde bu işlemi birkaç saniye içinde hızlı bir şekilde yapabiliyor. Sayfaya koyduğum örnekler dışındakileri merak edenler araştırmanın resmi internet sitesine bakabilir.
Geliştirilen yazılımla ilgili detaylı bilgiyi resmi internet sitesinde bulabilir, siz de bu yazılımı denemek isterseniz buradaki internet adresinden bilgisayarınıza indirebilirsiniz.
Yapay zeka donanımla geliyor: Arsenal
Yapay zekanın fotoğrafla alanındaki en yeni gelişmelerinden biri Arsenal isimli donanım çözümü. Dijital SLR ya da aynasız fotoğraf makineleriyle kullanılan ve Kickstarter ve Indiegogo üzerinden fonlanan bu cihaz, kibrit kutusu büyüklüğünde. Fotoğraf makinesinin üst kısmına takılan ve makineye bağlanan bu ürün ortama ve duruma göre fotoğrafın nasıl çekileceğine karar veriyor. Bunu yaparken daha önce çekilen fotoğraflara bakıp ortama göre karar veriyor. Cep telefonuna yüklenen bir uygulama üzerinden kullanılan Arsenal, diyafram, enstantane, ISO, beyaz ayarı, flaş ve benzeri ayarlara kendisi karar verebiliyor. Örneğin ortamda hareketli bir su varsa (deniz, ırmak ya da fıskiye gibi) düşük enstantane tercih ederek suyun akışını fotoğraflamayı sağlıyor. Ya da alan derinliği gereken yerlerde otomatik olarak diyaframı açıp fotoğrafın alan derinliğinin yüksek olmasını sağlıyor. Fonlama fiyatı 175 dolar olan cihaza sahip olmak için Şubat 2018’i beklemek gerekiyor. ‘Ben bekleyemem’ diyenler 1000 dolar ödeyerek bu ürünü bu yılın Kasım ayında da satın alabiliyor.
Verdiğim örneklerden de görüldüğü gibi fotoğraf çekmek artık çok kolay ve yapay zeka çözümleriyle beraber aldığımız sonuçlar da daha mükemmel hale geliyor. Ancak unutulmaması gereken bir konu fotoğrafın hala makine tarafından değil bir insan tarafından çekildiği gerçeği. Deklanşöre basan elin bilgi, tecrübe, hayat felsefesi, duruşu ve geçmişinin izlerini taşıyan fotoğraf, her türlü teknolojiye rağmen uzun yıllar bu özelliğini koruyacak.
Işığınız bol olsun…