Bu haftanın dünya teknoloji medyasının gündeminde uçan arabalar vardı. Teknoloji firması UBER’in yaptığı açıklamaya gören uçan taksilerin de hayatımıza girmesine sadece bir kaç yıl kaldı. Google’ın kurucularından Larry Page’in öncüllük ettiği uçan otomobil projesi ise Kitty Hawk’ın ise yıl sonunda uçuşa geçeceği ve çalışmaların tam gaz devam ettiğini söyleniyor. Bu gelişmeleri Temmuz ayında ilk seferlerine Dubai’de başlayacak olan drone taksiler izliyor. Dubai, bu yeni teknolojinin hayata geçirilmesiyle trafik sorununu hafifletmeyi planlıyor. Ayrıca, bir çok yeni girişim hava yoluyla taşımacılık üzerinde teknoloji geliştiriyor. Belli mi olur, bir gün bir bakmışsınız ki İstanbul semalarında da uçan arabalar cirit atıyor!
Bütün bu saydıklarım saatlerce İstanbul trafiğinde zaman öldürenler için oldukça güzel ve heyecan verici gelişmeler. Düşünsenize, sabah toplantı için evden çıkıyorsunuz ama ancak öğleden sonraki toplantılarınıza yetişebiliyorsunuz! Uçağınızı kaçırıyorsunuz, arkadaşınızla buluşmalarınıza geç kalıyorsunuz, arabanın içerisinde saatlerce oturup trafik kaosunun azalmasını ve bir an önce evinize ulaşmanın hayalini kuruyorsunuz! Yorucu bir günün sonunda sanırım en güzel şey eve ulaşmanın heyecanı. Ancak bu tatlı hayaliniz yola çıktığınızda hayal kırıklığına ve yorgunluğa dönüşüyor… Fakat uçan bir otomobilinizin olduğunu düşünün. Sabah işe trafiğe takılmadan 10 dakika gibi kısa bir sürede ulaşıyorsunuz ve iş çıkışı trafiğe hiç girmeden evinize dönebiliyorsunuz. Dün hayal olan bütün bu olasılıklar, çok yakında gerçek olacağa benziyor. Peki ama nasıl olacak?
Uçan araçlara hazır mıyız?
Aslında uçan arabalar hayali 1940’larda başlıyor ve bu konuda yapılan çalışmalar saydıklarımla sınırlı değil. Günümüzde geliştirilen uçan araba projelerinin çoğu Eminönü’nde görmeye aşina oluğunuz pille çalışan helikopterlerin gelişmiş versiyonları. Keza Kitty Hawk da adeta bir drone’u andırıyor. Diğer drone’lardan farklı olarak üzerine binilebiliyor ve gezintiye çıkılabiliyor. Bu araç bana adeta uçan bir jetski’yi anımsattı diyebilirim ama çok heyecanlanmadım. Çünkü ultralight uçaklar onlarca yıldır var ve helikopterler 1930’lardan bu yana uçuyorlar. Ayrıca Kitty Hawk’ı hem araba hem de uçak olarak değerlendiremiyoruz. Bana daha çok motosiklet ve drone birleşimi bir aracı anımsattı. Bu araç için daha çok “Moto drone” demek daha doğru olur.
Gelecek ne zaman gelecek?
Yazının başında uçan otomobillerin tarihinin 1940’lara kadar uzandığından bahsetmiştim. Henry Ford o zamanlar bu konuda umut dolu sözler sarf etmiş ve “Uçak ve arabanın kombinasyonu çok uzakta değil. Şimdi buna gülebilirsiniz, ama eninde sonunda o günleri göreceğiz.” şeklinde konuşmuştu. O yıllardan bu yana pek çok prototip geliştirilse de henüz bu teknoloji hayatımızın içerisine girecek kadar ilerleyemedi. Gökyüzünden düşmemek ve belirli bir süre havada kalmak için gerekli güce sahip bir araç ayrıca insanları taşımak için yeterince güce ve genişliğe de sahip olmalı.
Hepimiz geleceğin pilotları mı olacağız?
Teknoloji hızla gelişiyor ve beraberinde yeni güvenlik sorunları da getiriyor. Örneğin Kitty Hawk’ın geliştiricilerine göre, insanların pilot lisansı olmadan cihazı uçurmalarına izin verilecek (yalnızca suyun üstünde ve nüfus yoğunluğu az olan bölgelerde). Ancak Feneral Havacılık İdaresi bu konuda nasıl bir yaptırım uygular bilemiyoruz. Keza uçuş güvenliğini ve kamu güvenliğini riske atmamak için bu düzenlemelerin erkenden yapılması gerekiyor. Ayrıca uçan bir drone’unuz bile olsa günümüz şartlarında izinsiz uçuş yapamıyorsunuz. Hal böyle iken uçan araçlarla hava trafiğine dahil olmanın da pilotluk lisansı olmasa da bir prosedürü olacaktır. Belki ehliyetlere yeni bir kategori daha eklenir ve hepimiz ayrıca pilot olma şansına sahip oluruz. Düşünsenize ehliyetiniz kara ve hava taşıtları için!