Dijital teknolojilerin gelişmediği uzun yıllar boyunca fotoğraf sektörünün en önemli argümanlarından biri olan filmler yeniden popüler oluyor.
1990lı yıllardan itibaren kullanılmaya başlanan ve 2000li yıllar ile beraber günlük yaşantıya giren dijital fotoğraf makinelerinden önce fotoğraf çekmek farklı bazı becerilere de sahip olmayı gerektiren bir konuydu.
Filmli dönemler
Filmli fotoğraf makinelerinde kimyasal olarak üretilmiş film adı verilen plastik bir şerit bulunurdu. Bazı durumlarda 24 ya da 36 kare çekilebilen bu filmlerin şerit (roll) adı verilen türlerinde ise makineye sığan şerit kadar çekim yapabiliyordunuz. Filmli makinelerde çekim işlemi bittikten sonra sonucu göremezdiniz. Çünkü bu cihazların günümüz modern makinelerinde olduğu gibi ekranı bulunmuyordu. Zaten bulunsa da film kimyasal bazı işlemlerden sonra gözle görülür hale geldiğinden banyo adı verilen bir işlemden sonra sonuçlar alınabiliyordu.
Fotoğrafın icadından (yaklaşık olarak 1800lü yılların sonu) 1990lı yıllara kadar temel işlemler çok fazla değişmedi: Filmi makineye tak, fotoğraf çek, sonra banyo ettir ve sonucu gör. Farklı teknik ve yöntemler bu işlemi zaman zaman farklılaştırsa da (örneğin Polaroid gibi cihazlarla anında sonuç alıyordunuz) temel yöntemler çok fazla değişmedi.
Filmin geri dönüşü
1990lı yıllardan sonra doğanlar bazılarının bilmediği, bazılarının ise etraflarındaki yaşı büyük kişilerde görebildiği filmli makineler günümüzde tekrar popüler oluyor. Elbette bu herkesin bu cihazları kullanmaya başladığı gibi algılanmamalı. Özellikle fotoğraf konusunda ciddi olanlar, günümüzün hızlı temposundan sıkılan ve bir nebze olsun yavaşlayıp daha derinlemesine sonuçlar almak isteyenler filmli makineleri tercih etmeye başladı.
Filmi makine kullanmanın avantajları
Öncelikle bu tarz ürünler ucuz. Gerçekten de bir örnek vermek gerekirse bir döneme damgasını vuran Canon AE1 programı ikinci el eşya satan sitelerde 350 TL’den başlayan fiyatlarla (üstelik objektifi de dahil) satın alabiliyorsunuz. Bu fiyat dijital muadillerine göre çok ucuz ve objektifinin de yanında olması önemli bir artı. Ayrıca sadece 35 mm değil orta format olarak adlandırılan fotoğraf makinelerini de ucuza bulabiliyorsunuz. Roll film kullanan bu modellerin filmleri 35 mm modellere göre daha ucuz ve nispeten daha kolay bulunabiliyor.
İkinci avantaj ise bu tarz bir fotoğraf makinesi ile çektiğiniz fotoğraflar daha iyi olabiliyor. Elbette bu iyilik biraz sizin kabiliyetinize bağlı olsa da filmli makinede kare sayısının sınırlı olması, her bir kare üzerinde daha ince düşünmeyi gerektiriyor. Ne de olsa dijital modellerde olduğu gibi bellek kartı ya da pil ömrü ile sınırlanan, pratikte en az 500-600 kare imkanınız olmaması önemli bir etken.
Filmli makinelerin objektifleri de genel olarak ucuza bulunabiliyor. Hatta diyaframı 2 ya da 1.8 gibi çok açık değerlere sahip olan objektifleri bile ucuza bulabiliyorsunuz. Burada dikkat etmeniz gereken konu objektifin durumunun iyi olması. Temiz kullanılmış, iyi muhafaza edilmiş objektifleri tercih etmeniz gerekiyor. Ne de olsa en az 20 yaşında bir objektif alacaksınız. Dikkatli olmakta fayda var.
Filmi makine kullanmanın dezavantajları
Öncelikle film bulmak (hele ki Türkiye’de) o kadar kolay değil. Bulsanız bile fiyatları epey yüksek. Bunun en önemli sebebi filmlerin artık kolay bulunamıyor olması. Bu da fiyatlarını artırıyor. Ama yurt dışından roll film getirterek bu sorunu ortadan kaldırabilirsiniz.
Filmli makinelerin önemli dezavantajlarından biri de banyo yaptırmak. Fotoğrafları çektikten sonra banyo yaptıracak yer bulmak o kadar kolay değil. Özellikle büyük bir şehirde yaşamıyorsanız pek şansınız yok. Ama sadece siyah beyaz film kullanıyorsanız kendi filmini kendiniz banyo edebilirsiniz. Bunun için uygun karanlık bir oda, gerekli kimyasal malzemeler ve biraz bilgi yeterli olacaktır.
Filmli makine kullanmayı düşünüyorsanız biraz fotoğraf bilgisine sahip olmanız gerekiyor. Hiçbir bilgi sahibi olmadan da filmli makine kullanabilirsiniz ama deneme yanılma yöntemi size zaman ve para kaybettirir. Bu bakımdan filmli bir makine kullanmadan önce diyafram, enstantane, film, ISO gibi temel konularda bilgi sahibi olmanızı öneririm.
Tıpkı müzik dinlemek için halen plak tercih edenlerde olduğu gibi filmli fotoğraf makinesi kullananlar da bulunuyor. Kendine göre renk doygunluğu olan film, sakinlik, üzerin düşünme ve ciddi zaman ayırmak isteyenler için nostaljik bir hobi olabilir. Alacağınız sonuçlar harcadığınız zaman ve emeğin boşa gitmediğini gösterecek.
Son dönemde etrafımda gördüğüm bir trend olan filmli makine kullanma aynı zamanda göz disiplinini de artırıyor. Denemenizi öneririm.
Işığınız bol olsun…