FPS severlerin gönlünde her zaman farklı bir yeri olmuştur Battlefield serisinin. İlk oyunu ile bizleri 2. Dünya Savaşının en kanlı cephelerine götüren yapım, zamanına göre devasa haritaları, araç kullanmaya izin vermesi ve çoklu oyuncu mod’una odaklanması ile çıktığı dönem için gerçekten çok ama çok başarılı sayılabilecek bir yapımdı. Daha sonraki oyunlarda bizleri Vietnam’a, geleceğe, modern zamana ve çok yakında 1. Dünya Savaşı dönemine götürecek olan seri, adını çoktan oyun tarihine yazdırmayı başardı.
Belki de son yıllarda gördüğümüz en cesur adımı atarak, seriyi 1910’lara taşıyan DICE ekibi, aldığı risk ile dikkatleri üzerine çekti. Birçok oyuncu DICE’dan yeniden 2. Dünya Savaşı temasına sahip bir Battlefield beklerken, DICE büyük bir sürpriz ile Battlefield 1’i duyurdu. Oyun dünyasında nadiren karşımıza çıkan şekilde bizleri 1. Dünya Savaşına davet eden DICE, tanıtım esnasında kullandığı fragman ile oyun tarihinin gelmiş geçmiş en başarılı duyurularından birine imza attı. DICE’ın kendi geliştirdiği FrosBite 3 motoru ile geliştirilen yapım, oyun fragmanında da bu motoru kullanarak adeta gövde gösterisi yaptı.
Yeni neslin tüm avantajlarından sonuna kadar yararlanan Frostbite 3, muhteşem ışıklandırma efektleri ile bu neslin kuşkusuz en başarılı 3 motorundan biri. Üstelik Star Wars Battlefront’ta da gördüğümüz üzere oldukça optimize bir şekilde hazırlanan Frostbite 3, düşük sistemlerde bile başarılı performans sergileyebiliyor.Geçtiğimiz günlerde sonlanan Battlefield 1 betasında da birinci elden şahit olduğumuz üzere, grafik kalitesi bakımından beklentileri fazlasıyla karşılayan Frostbite 3, özellikle PC kullanıcıları tarafından en çok sevilen oyun motorlarından biri olmayı başarmış durumda.
Grafikleri bir kenara koyarsak Battlefield 1 hakkındaki en büyük endişenin, 1. Dünya Savaşının genelde cephe savaşına odaklanmış olması ve Battlefield serisinin bu tip bir savaş sistemine uygun olmayacağı yönünde yoğunlaşıyordu. Ancak Beta’da da gördüğümüz üzere DICE, Battlefield 1’i bir simülasyon yapmaya çalışmamış, aksine alışık olduğumuz Battlefield oyunları gibi hızlı ve aksiyon dolu bir oynanışı bizlere sunmuş. Hatta oynadığımız sırada varlığından haberdar dahi olmadığımız birçok farklı silah emrimize amade edilmiş durumda. Mesela biz bile 1. Dünya Savaşında SMG türünde silahların mevcut olduğunu bilmiyorduk. DICE ekibi, Battlefield 1 içerisine prototip diyebileceğimiz silahları dahi ekleyerek oyunu monoton atmosferden kurtarmış ve çok daha hızlı bir hale getirmiş.
Bu hız durumu yalnızca silahlar için değil, araçlar için de mevcut. 1. Dünya Savaşı denildiği için aklınıza oldukça hantal ve yavaş araçlar gelebilir, ancak Battlefield 1’deki araçlar sandığınızın aksine gayet hızlı, hatta bazıları fazla hızlı, o kadar hızlı ki, Battlefield 4’deki modern araçlarla dahi yarışabilir. DICE’ın oyun tam sürüme geçmeden önce bu durumu dengelemekten başka şansı yok. Aksi takdirde bu araçların bu kadar hızlı olması, oyunun gerçekçiliğine ciddi manada darbe vuran bir durum. Ancak DICE’a bu konuda güvenebiliriz. Kendileri dengeleme konusunda daha önce başarılı çalışmalar yaptılar.
Battlefield 1, beta’dan da görebildiğimiz kadarı ile yeni neslin en başarılı yapımlarından biri olabilir. Her ne kadar oyuncular tarafından Star Wars: Battlefront’un 1. Dünya Savaşı ek paketi olmak ile suçlanıyor olsa da, bunun sebebi iki oyunun da aynı grafik motorunu kullanıyor olması ve mekanların da birbirlerine nispeten benzemesi olarak gösterebiliriz. Her ne olursa olsun Battlefield 1, tıpkı önceki Battlefield’lar gibi arkadaşlarımızla birlikte bizlere keyif verici bir tecrübe yaşatacak. Hem grafikleri hem hikayesi, hem de seride bir ilk olarak tamamen Türkçe desteği ile gelecek olan yapımı merakla bekliyoruz.