Korryn Gaines, Baltimore’daki dairesine girdikten hemen sonra evindeki pompalı tüfeğe sarıldı… Tüfekle beraber telefonunu da almıştı. Polis kapıya dayanıp uyarı anonsları yapmaya başladığında Facebook ve Instagram uygulamalarını açmış yayına başlamıştı. Amacı polise karşı koyuşunu sosyal medya üzerinden tüm dünyaya yayınlamaktı.
Facebook, bu yayını hemen sansürledi ve kapattı…
Yayın kesilir kesilmez öldürüldü
Gaines, polisle sorun yaşarken mesaj gönderen, ya da yayın yapan ve Facebook tarafından engellenen ilk siyahi Amerikalı değildi. Listede başkaları da var… Örneğin polis tarafından vurulmuş yerde yatarken nişanlısı tarafından canlı yayın yapılan Philando Castile. Bu olaydan birkaç gün sonra, olayı protesto edenler Dallas polisine yapılan keskin nişancı saldırısını sosyal ağ üzerinde yayınladı.
Korryn’in yaşadığı bu olay Facebook’un ifade özgürlüğü konusundaki rolünün tartışılmasına neden oldu. Arkadaşları onu izlemekten fazlasını yaptılar ve teslim olmamasını teşvik ettiler…
Polisin başvurusu üzerine Facebook, Gaines’in hesabını geçici olarak kapattı. Hem de tam polisler ateş açıp siyahi kadını öldürmeden, 5 yaşındaki oğlunu yaralamadan önce…
Elbette bu durum, Facebook’un kullanıcıları sansürleme eylemiyle ilgili rutinin konuşulmasına neden oldu. Mark Zuckerberg’in şirketinde dünyanın her tarafında Austin, Teksas, Dublin, İrlanda, Haydarabad, Hindistan ve Menlo Park, Kaliforniya’daki ofislerde çalışmakta olan ve her hafta milyonlarca raporu değerlendiren birçok çalışan var.
20,000 civarında yanıt
Facebook, insanların kaç defa mesaj attığını, kaç defa video yayınladığını ya da ya da kaç mesajlarının silindiğini açıklamıyor. Şirketin açıklamasına göre geçen yıl beş ayı aşkın bir zaman içinde 20,000 civarında kanuni talebi yanıtlamışlar.
Aktivistler, Facebook’un ifade özgürlüğü politikalarında çok daha şeffaf olması gerektiğini düşünüyorlar. Özellikle Gaines’in başında gelenlerden sonra…
Color Of Change adlı ırkçılık meselelerine odaklı çevrimiçi organizasyonun yöneticisi olan Rashad Robinson, “Şeffaflığın sınırlı olması, sorunun bir kısmı aslında…” diyor. COC ve tüketici avukatlık grubu olan SumOfUs, Facebook’a bir mektup göndererek polisin talimatıyla kişisel hesapları engellememesini talep ettiler. Reem Suleiman adlı bir aktivist, “Şayet Facebook, haberlerin insanlara erişirken nasıl olması gerektiğine karar veriyorsa, bu kararların nasıl alındığı konusunda da şeffaf olmalıdır…” diyor.
Şimdi diyeceksiniz ki Facebook’ta bununla ilgili açıklamalar, sıkça sorulan sorular, hizmet kullanma şartları vs. gibi bilgiler mevcut. Buradan her şeyi öğrenebilirsiniz. Hep birlikte bakalım, işin içinden çıkabilecek misiniz?
Sansür konusunda Facebook’un genel politikası nedir?
Facebook insanların herhangi bir koşula bağlı olmaksızın kendilerini rahatça ifade edebildikleri bir yer olmayı hedefliyor. Nefret söylemleri ve terörizm, pornoya varacak nitelikte çıplaklık kesinlikle olmazlar arasında yer alıyor. Bilinenin aksine, emzirme fotoğraflarına Facebook’ta izin veriliyor.
Facebook kolluk kuvvetleriye birlikte çalışıyor mu?
Evet… Her ne kadar biz sınırlarını bilmesek de, web sitesinde bu konu ile ilgili tüm şartlar yazılı…
Mesela, küçük yaştaki kullanıcılarla ilgili suçlara yönelik eylemler, çocuk pornosu gibi suçlarda sistem otomatik olarak kolluk kuvvetleri alarm durumuna geçiriyor. Ölüm tehditi, vs gibi meselelerde de Facebook, otoritelerle ilişkiye geçiyor.
Şirket açıklamasına göre Temmuz – Aralık 2015 tarihleri arasında 19,235 kanuni talebin yüzde 81’den fazlasına geri dönmüş.
Facebook ifade özgürlüğünü kısıtlıyor mu?
İfade özgürlüğü kavramı sizin düşündüğünüz gibi değil… Amerikan anayasasının ilk maddesi şöyle başlıyor. “Kongre ifade özgürlüğü aleyhine yasa yapmayacaktır.” Bunun anlamı şu… Mantık dahilinde hükümet sizin ne düşündüğünüz konusunda sizinle karşı karşıya gelmeyecektir. Ancak Facebook, hükümet değil ki… Kuralları keyfine göre koyabilme hakkına sahip.
Facebook, canlı yayınları sansürleyebilir mi?
Facebook’un topluluk standartlarını ihlal eden video yayınları bazı durumlarda sansür edilebiliyor. Aslında Facebook, çalışanlarının videoları izlemesi yerine, canlı yayınları da denetleyebilecek bir sistem oluşturma planları içinde…
Facebook kötü içerikli mesajları neden durduramıyor?
Her ay 1,7 milyardan fazla insan sosyal ağları kullanıyor. Facebook, kendi sitesinden geçen her şeyi takip edebilme imkanına sahip değil… Her ne kadar şirketin dünya çapında mesajları ve uyarıları izleyen elemanlardan oluşan ekipleri olsa da tam bir denetim neredeyse imkansız…
Bir polisin öldürüldüğü kışkırtıcı bir resim gördüm…
İşte bu tür durumlarda her şey iyice karışık bir hal alıyor… Aslında önce bu resim bir sanat eseri olarak değerlendiriliyor. Üstelik birçok kullanıcı bu resmin kaldırılmasını talep etmesine rağmen… Nitekim Amerika’daki siyahi hareketin örgütlerinden biri olan Black Panther (Siyah Panter) grubunun Mississipi şubesinin yayınladığı Dallas polislerinden birinin boğazının kesildiği bu resim birçok kullanıcının itirazına rağmen Facebook tarafından uzunca bir süre kaldırılmadı. Daha sonra, taleplere dayanamayan Facebook, resmi kaldırmak zorunda kaldı.
DAEŞ, Facebook’ta mesajlarını paylaşıyormuş. Şirket terörist mesajlara izin veriyor mu?
Facebook, terörist söylemlere izin vermiyor. Bu tür mesajlar kullanıcılar tarafından bildirildiğinde kaldırılıyor.
Facebook’a istediği mesajı, videoyu kaldırma/kaldırmama hakkını kim veriyor?
Siz… Ben… Facebook’a üye olan hepimiz… Şu anda Facebook’taki kullanıcıların sayısı dünyanın en büyük nüfusa sahip devletinden çok daha fazla…
Zuckerberg, her hangi bir makama seçilmiş değil. Ama dünyanın en önemli web sitelerinden birisini yaptı ve hepimizin hayatını etkileyecek kararları alabiliyor. Hiçbirimizin bu duruma itiraz edebilme şansı yok.
Tamam, bir şans var…
Bağlanmayın…