Her hoparlörden farklı müzik dinleyebileceğiniz, özel mobil uygulamalarıyla kolayca kontrol edebileceğiniz ve her odada farklı bir kurulum yapabileceğiniz çok oda ses sistemleri yaygınlaşıyor.
Son yıllardaki trend, müziği herhangi bir ses sistemine kablosuz olarak aktarabilmek; ne de olsa çevremizdeki birçok ses sistemi Bluetooth bağlantısı taşıyor. Bizi bağlantı kablolarından kurtaran Bluetooth, evinizin tüm odalarında müzik dinleyebilmenizi sağlayan çoklu oda müzik sistemlerine giden yolu da açtı. Başta ses sistemleri olmak üzere, tüketici ürünlerine kablosuz çözümler sağlayan CSR’nin bir araştırması, katılımcıların yüzde 35’inin çok odalı ses sistemlerini önümüzdeki iki yıl içinde kullanmayı düşündüklerini gösteriyor. Araştırmaya göre, bu oran önümüzdeki 10 yıl içinde ikiye katlanarak yüzde 70’e çıkacak.
Her üretici farklı bir yaklaşıma sahip
Müziği hoparlörlere göndermenin farklı yolları mevcut. Üreticilerin bunu sağlamak için sunduğu yaklaşımlar da farklılık gösteriyor. Bazı hoparlörler doğrudan kablosuz ağa bağlanarak yayını bu ağ üzerinden yaparken, bazı cihazlar da yerel ağa bağlı özel bir ağ oluşturuyor. Bu ağ yerel ağdan ayrı çalışıyor. Özel ses ağları ses trafiğini yerel ağdaki diğer veri trafiğinden ayırıyor, böylece yoğun bir ağ üzerinde dahi ses akışının kesintisiz gönderilebilmesi sağlanıyor. Sonos ve Samsung, bunun gibi ‘mesh’ adı verilen ağları kullanan cihazların ana üreticileri olarak görülebilir. Bu özelliğe sahip ürünleri kullanırken hoparlör ve yönlendirici ya da modem arasında ayrı bir köprü cihaz kullanmak da gerekmiyor.
Başta sadece ses aktarımı için kullanılan Apple teknolojisi AirTunes, artık görüntü de aktardığı için AirPlay adını aldı. Bu teknolojiye sahip hoparlörler de benzer şekilde bir ara cihaz olmadan çalışabiliyorlar. AirPlay, uyumlu modeldeki iOS destekli cihazlar kadar Mac’ler tarafından da destekleniyor. Bunun yanında, AirPlay’i Windows ve Android cihazlarda da kullanabileceğiniz yazılımar bulunuyor. Ancak iTunes üzerinden ya da iOS üzerinden kullanmak en rahatı.
Özel kablosuz ağ ile yoğun trafiği aşıyorlar
Philips de benzer bir teknoloji kullanılıyor. 802.11n Wi-Fi teknolojisiyle çalışan Izzylink ağı, bu teknolojiyi diğer Izzy destekli hoparlörlere bağlanmak amacıyla kullanıyor. Ana hoparlörü Bluetooth, CD ya da FM radyo gibi kaynaklardan beslemek yeterli. Daha sonra bu hoparlör Izzylink ağındaki tüm diğer hoparlörlerle bağlantı kurarak sesin dağıtılmasını sağlıyor. Ağı sadece bu amaçla kullanması, internet üzerindeki müzikleri çalamaması anlamına geliyor ama kurulumu basitleştiriyor. Bazı hoparlörlerdeki 3,5 mm’lik stereo jaklar, kablolu ses sistemlerini bağlayabilmenizi sağlarken, USB bağlantılı modeller de flaş belleklere aktarılan müzikleri çalabiliyor.
Her bütçeye ve ortama uyacak bir ses sistemi yaratmak mümkün. Piyasada giriş seviyesinden, odyofillere hitap eden yüksek kaliteli hoparlörlere kadar birçok seçenek bulunuyor. Burada hoparlörün ses çıkış gücünü anlamak için RMS adı verilen ve Watt’la ifade edilen değere bakmak gerekiyor. Bu değerin yüksek olması, daha yüksek ses çıkışı yapabildiği anlamına geliyor. Büyük bir oda için bu değerin yüksek olmasına dikkat etmenizde fayda var. Ancak şuna da aldanmayın, yüksek ses çıkışı verebiliyor olması, bu sesin kaliteli olduğu anlamına gelmez. Dolayısıyla hoparlörü deneyerek satın alabilirsiniz.
Sistemi bir kerede kurmak zorunda değilsiniz
Yazının başında bahsettiğim ankete katılanlar, ses sistemlerini yenilerken gelecekte geliştirilebilir olmasına önem verdiklerini belirtiyorlar. Çok odalı ses sistemlerinin avantajı, sisteminizi zaman içerisinde güncelleyebilmeniz Farklı ihtiyaçları karşılayabilmek üzere tasarlanan bu sistemler, ufak bir hoparlörle başlayarak da kurulabilir. Böylece bir anda büyük bir yatırım yapmanız gerekmez. Ancak öncesinde planlama yapmanız iyi olacaktır, böylece daha sonra ihtiyacınız olmayan parçalar ortaya çıkmaz.
Sisteminizi oluşturmak için araştırmalara girmeden önce, TV’nize bağlayabileceğiniz soundbar’ınızı da uyumlu olabileceğini ve farklı üreticilerin ürünlerinin birbiriyle genelde uyumlu olmadığını bilmekte fayda var.
Müzik aktarımında kullanılacak kaynaklara bakarsak, çoğu sistem her hoparlörden gelecek sesi belirlemek için bir mobil uygulama ya da bilgisayar yazılımı kullanıyor. Bu yazılımlar ilk kurulumu yapmakta size yardımcı olduktan sonra, yerel ağınızdaki, ağdaki bir cihaz ya da bilgisayardaki dosyaları hoparlörlere göndererek tüm müzik koleksiyonunuzu dinleyebilmenizi sağlıyor. Aynı zamanda, ek işlevlere de bu yazılımlar üzerinden erişiliyor. Uygulamalar Spotify, Deezer gibi hizmetlerle de uyumlu olabiliyor. Bunu da önceden kontrol ederseniz, farklı bir müzik hizmetine geçip, tüm çalma listelerinizi taşımak zorunda kalmazsınız.