Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Genelİnsanlık, alt edemediği yapay zekanın kölesi mi olacak?

    İnsanlık, alt edemediği yapay zekanın kölesi mi olacak?

    Trevenian ünlü kitabı Şibumi doğu ve batı senteziyle büyüyen usta bir suikastçının sıra dışı öyküsünü okuyucuya soluk aldırmadan nakleder. Burada karakterimiz meditasyona düşkün bir Go ustasıdır. Ülkemizde Go sporunun tanınmasında bu kitabın hakkını yememek gerek. Damaya benzeyen ancak strateji ve zekayı bir araya getiren öğrenmesi kolay ancak ustalaşması gerçekten zaman isteyen Go bugüne kadar insanların rakipsiz olduğu bir alandı. Oyunun yapısı gereği bilgisayarın kişiyi yenmesi satranç gibi diğer sporlara göre Go’da bir hayli güç. Ya da geçmiş zaman kullanıp “güçtü” demek gerek. Çünkü Google’ın geliştirdiği AlphaGo şampiyonlar şampiyonu Lee Sedol’ü 4-1’lik ezici bir skorla yenmeyi başardı. Üstelik Sedol’ün aldığı bir maç daha önce hiç olmadığı kadar zafer sevinciyle kutlandı. Kelimenin tam anlamıyla yapay zekaya karşı şerefli mağlubiyetler dönemine girdik.

    bots

    Lee Sedol rakibi AlphaGo’nun başarısını takdir etmekten geri durmuyor. “Onun bu denli etkili oynayabileceğini hiç düşünmemiştim,” diyor Sedol. Bu durum akıllara Kasparov’un IBM tarafından geliştirilen Deep Blue bilgisayarına satrançta kaybetmesini çağrıştırıyor. Ancak artık yapay zeka ham bir şekilde milyarlarca işlemi tek bir saniyede yapmak yerine çok daha farklı bir teknik uyguluyor. Sinirsel ağ ismi verilen bir model üzerinde geliştirilen AlphaGo aslında karşısındaki insandan ya da başka bir ifadeyle rakibinden öğrenerek hesaplarını değişken doğrultular üzerinde yürütüyor. Bu sistemin gelişmiş halinde yapay zekanın düşünebildiği ya da kendi kendini geliştirebildiği bir şekil oluşabilir. Zaten Google gibi birçok büyük firmanın ve büyük ulusların yatırımlarının altındaki temel neden bu.

    DeepMind_Go_Press_3.jpg
    DeepMind_Go_Press_3.jpg

     

    Yapay zeka gerçekten insanı alt etti mi? Şu an için yapay zeka emekleme çağındaki bir bebekle kıyaslanıyor. Hatta Kanada Montreal Üniversitesi’nden Yoshua Bengio’ya göre yapay zeka oldukça ilkel konumda. “İnsanlar kendilerine hiçbir şey söylenmeden ve direkt olarak eğitilmeden de etrafındaki sınırsız kaynaktan kendi başına öğrenme gerçekleştirebilir. Yapay zeka şu an için sadece Go gibi belli bir alanda insan tarafından eğitilirse o belirli alanda insanı geçebilir. Ama emin olun 5 yaşındaki sıradan bir çocuk AlphaGo’dan çok daha derin ve zekidir.” Bu sözler içinize su serpti mi bilmiyoruz ancak yapay zeka şu an ciddi bir şekilde eğitimden geçiriliyor. Örneğin yapay zekanın el refleksini geliştirilmesi çalışılıyor. Geliştirilen mekanik ellere atılan meyve, kağıt gibi farklı yoğunlukta ve ağırlıktaki cisimler yapay zekanın komutlarıyla doğru şekilde tutulmaya çalışılıyor. Sadece bu işlem için bile binlerce algoritma kullanılıyor. Öte yandan yapay zekadaki yenilikçi bir gelişme hasar raporlamalarında kendini göstermeye başladı. Google’ın geliştirdiği bir başka sistemde Jenga tipindeki farklı renk ve boyda oluşturulan 180,000 kule belirli bir yerinden darbe verilerek yıkıldı. Hasar simülasyonu ve kulenin yıkımdan sonraki hali büyük oranda doğru tahmin edildi. 180,000 kulenin %89’ı tam anlamıyla doğru hesaplanmıştı.

    İşte bu örnekler ileride insanların vermekte zorlanacağı kararları etkileyecek. Bir deprem olduğunda hangi bölgede nasıl bir zarar görülecek, sınırlı sayıdaki kurtarma gücü belli bir afet karşısında en etkili şekilde nasıl paylaştırılacak, bir nükleer sızıntıda yapay zeka önleyici rol üstlenebilecek mi, belirli bir hastalığın teşhisi ve ona uygun cerrahi müdahaleyi yapay zeka yapabilecek mi? İşte devletler bu soruların cevabı için yapay zekayı geliştirmek istiyor. Tüm bu soruların cevabını yapay zeka verirse insanın omzundan bir yük mü kalkacak yoksa vicdani bir rahatlık ile yaşamlarımıza devam mı edeceğiz? Washington’da yer alan ve dünyanın en önde gelen araştırma kurumlarından biri olan Allen Yapay Zeka Enstitüsü CEO’su Oren Etzioni, “Bu seviyeye gelmek için onlarca yıla ihtiyacımız var,” diyor. Ancak ilk defa onlarca yıl sanki bu kadar kısa bir süreyi ifade ediyor.

    Haberler

    BUNLARI DA BEĞENEBİLİRSİN