Kızıl Gezegen Mars’ı keşfetmek ve sırlarını çözmek için her geçen gün yeni bir görev haberi ile karşılaşıyoruz. Birkaç yıl içinde bir koloni tek gidiş olarak Mars’a gitmeye hazırlanırken Hollywood da çok satan romandan uyarlanan Marslı filminin devamını çekmekle meşgul. Anlayacağınız Mars’ın etkisi daha uzun süre geçmeyecek gibi görünüyor. Tabii sürecin bu şekilde işlemesi son derece normal; zira Mars dev cüssesi ve alev alev yapısıyla uzun süredir varılmayı bekleyen bir nokta.
Robotlar hayatı araştıracak
Mars’la ilgili en somut gelişmeler ise 2016 yılı içerisinde yaşanacak. 2016-2018 yıllarını kapsayacak ExoMars programı geçtiğimiz Mart ayında sessiz sedasız bir şekilde devreye girdi. ExoMars’ın gerekli ilgiyi görmemesinin bir nedeni projenin NASA ve dolayısıyla ABD değil Avrupa kökenli olması. Bir başka neden de ExoMars’ın aslında ilk olarak 2005’te hayata geçecekken defalarca ertelenmesi. Her ertelenme de ister istemez beklenti kaybına neden olup ExoMars’ı bir yılan hikayesine dönüştürmüştü. Ancak bugün gerekli hazırlıklar tamamlandı ve ExoMars görevine çıktı.
ExoMars, ESA (European Space Agency) yani Avrupa Uzay Kurumu tarafından yönetiliyor. Kazakistan’daki bir üstten fırlatılan roket, her şeyin planlandığı gibi ilerlemesi durumunda 19 Ekim günü Mars’a varacak. Bu sürenin kısa olmasının da altında Dünya ve Mars’ın konumları yatıyor. Mars’a varış 150-300 gün arasında değişirken gezegenlerin konumu varış süresini etkileyebiliyor. Görevin ismi ExoMars’ın Exo kısmı da eksobiyolojiden geliyor. Eksobiyoloji evrenin yapısını araştıran ileri seviye bir biyoloji dalı. Buna paralel olarak ExoMars aynı zamanda astrobiyoloji yani insan dışı canlı arama görevini de üstlenecek. Sadece bu açıdan bakıldığında bile 2019 gibi Mars’ta yaşam var mı ya da var mıydı tartışmaları kesin bir bilimsel veriyle sonuçlanabilir. Çünkü bu tarihte ExoMars 2 devreye girecek. ExoMars da hayli gelişmiş araştırma robotlarının Mars yüzeyini derinlemesine araştırmasına dayanacak.
Bu büyük projede Avrupa’ya Roscosmos yani Rusya Federal Uzay Kurumu eşlik ediyor. Gönderilen aracın yani Schiaparelli’nin geliştirilmesinde Rusya’nın payı büyük. Öyle ki ExoMars direktörü Johann-Dietrich Woerner, “Rus ortaklarımıza bu büyük projede teşekkürü borç biliriz. Uluslararası takımımızın gücü ve onların katkılarıyla Mars’a dair en büyük soruların cevaplarını birlikte bulacağımıza inancım tam.” Roscosmos’un başında bulunan Igor Komarov da teknik olarak kusursuz bir çalışma sergilediklerini ve bunun ileriye dönük başarıların temelini oluşturacağını belirtmekten geri durmuyor.
Schiaparelli’nin altı dakika içinde Mars’a inmesi planlanıyor. Başlı başına bu bile son derece kritik çünkü planlanan sonraki ExoMars görevleri için bu kısa süreli gelişmiş iniş sistemi baz oluşturacak. Ardından yaklaşık 400 km’lik bir aranı tarayacak olan Schiaparelli metan başta olmak üzere temel ve nadir gazları, elektrik akımlarını araştıracak. Mars’ın jeolojik yapısı, coğrafi özellikleri incelenirken hayat belirtileri de aranacak. Bunun için de yer altında olduğu düşünülen donmuş suların araştırılması tam anlamıyla hayati önem taşıyor. Bu yüzden de Schiaparelli yer altındaki suları tespit edip analiz edebilecek teknolojiyle donatılmış durumda.
2020 ve sonrası…
Her ne kadar ExoMars 2016 yılında büyük adımlar atacak olsa da planlanan birçok görevin olması onu uzun ömürlü kılıyor. Görev olarak da gittikçe hedef büyüten projeye 2020 civarında NASA da katılacak. Neredeyse tüm dünya güçlerinin birlik olacağı bu tarihte asıl hedef Mars’tan numuneleri Dünya’ya getirmek. Gerçekten insanlık için dönüm noktası olabilecek bu girişimde ülkemizin de böyle bir oluşumda yer alabilmesini dilerdik ama tabii bu başka bir yazının konusu. Evet, Mars konusundaki en sıcak gelişme ExoMars’ı takipte kalıp meraklanmaya devam edin. Ne de olsa cevaplar bu sefer gerçekten çok yakında açıklanacak gibi görünüyor.