Nintendo, başarılı konsolu Switch’in veda turlarında eski bir dostu konuk ediyor. Çünkü ilk kez 20 sene önce GameCube konsolu için çıkan bu oyun unutulmazlar arasında. Bu sefer kağıttan karakterimiz Paper Mario ile yeni maceralara yelken açıyoruz. Ancak klasik hoplamalı zıplamaları Mario’ları unutun. Çünkü bu sefer RPG türündeki The Thousand-Year Door oyunu Rogueport isimli şehirde geçiyor. Oyunun isminden de tahmin edeceğiniz üzere gizemli bir kapıdan geçip hazine peşindeyiz.
Paper Mario Çizgi Film Tadında bir Öykü
Adet bu ya, hayranı olduğumuz prensesin X-Nauts isimli bir uzaylı tarafından kaçırıldığını söylememe gerek yok. Her zamanki gibi iş başa düşüyor diyerek kurtarma operasyonu için kolları sıvıyoruz. Bir RPG oyunu olduğu için yanımızda karakterlerimiz de var. Can yoldaşı diyebileceğimiz bu kişiler pek renkli. Madame Flurrie, Merlee ve Ms. Mows gibi akılda kalıcı karakterler oyuna derinlik katıyor. Karakterlerin kendilerine has hikayeleri de oyun tarzınızı etkiliyor. Örneğin Madame Flurrie, ünlü bir oyuncuyken emekliye ayrılıyor. Daha sonra yolu Mario ile kesişen karakterimiz, güçlü bir diyaframa sahip. Bu da Gale Force adı verilen bazı gizli yerlere erişim sağlayan nesneleri üfleme özelliği olarak karşımıza çıkıyor.
Bu Nasıl bir RPG?
Özellikle Japon oyunlarına aşina değilseniz RPG türüne alışmak zaman alacak. Tabii ki bir Witcher, Mass Effect, Fallout gibi bir oyun beklemeyin. Hikayeye baktığımızda ise bana kalırsa RPG standartlarına göre yüzeysel bir anlatım var. Yine de karakterlerin esprili diyalogları hoş duruyor. Peki, neden bu oyunun bu kadar fanı var? Bunun cevabı bence oyunun combat / savaş mekaniğinde yatıyor. Daha iyi anlamanız açısından tur tabanlı dövüşün esas alındığı Pokemon, Persona veya Final Fantasy serilerini düşünün.
Derin ve Kişisel
Bu tarz oyunlar biraz Taş – Kağıt – Makas oyununu andırıyor. Takım halinde hareket ettiğiniz için dengeye önem veriyorsunuz. Bazı bulmacaları çözerken de oyun size istediğiniz zaman partner değişimine izin veriyor. Bir de oyun tur tabanlı olmasına rağmen sizden anlık tepkiler bekleyerek sizi oyunda tutuyor. Örneğin çekiç silahı ile vurmayı seçtiniz. Doğru bir zamanlama ile darbenin etkisi artıyor. Aynı şekilde savunmanız da anlık olarak güçleniyor. Yani tuşa basıp izlemek yerine daha aktif bir role bürünüyorsunuz. Bir de dövüşü seyirci kitlesi önünde yapmanız ve onların desteğini almak da hoş bir ayrıntı.
Derinlik konusu ise topladığınız rozetlerle gerçekleşiyor. Topladığınız kristalleri yeni özellikler açmanızı sağlayan rozetlere harcıyorsunuz. Yeni silah alabilir ya da savunmanızı zayıflatmak pahasına gücünüzü artırma gibi sayısız seçenek mevcut.
Nintendo, Paper Mario geleneğini başlatan 20 yıllık bu oyuna gerçekten özen göstermiş. Zaten zamanında da kendin has tarzı olan grafikler, özüne sadık kalınarak modernize edilmiş. Bunun dışında bazı iyileştirmeler de çok iyi düşünülmüş. Örneğin oyunda sık sık aynı yerlere dönmeniz gerekiyor. Artık bunun için kestirme yolları kullanmak büyük kolaylık. Ancak FPS meraklıları biraz üzülecek. Çünkü oyun 30FPS. Açıkçası bu kararı ben de anlamadım. Çünkü Switch konsolu bu oyunu 60FPS çalıştıracak kadar güçlü. Özetle ortalama 30 saat süren bu macera size keyifli anlar yaşatacak.