Üç boyutlu yazıcı teknolojisi günlük hayatımızın içine hızlıca giriverdi. Ancak bu yazıcıların gerçek anlamda emekleme aşamasındalar. Yakın gelecekte üç boyutlu yazıcının pazarlamadan üretim bandına birçok ezberi bozması bekleniyor. Üç boyutlu yazıcılar on sene öncesine kadar bilim kurgu filmlerinin konusuyken bugün gerçeğin ta kendisi. Öncelikle bugün için bile bu ürünlerin son derece yaygın hale geldiğini söylemek mümkün. Ülkemizde 1500 lira civarında 3D yazıcı alabildiğimiz düşünülürse birkaç seneye fiyatların ne hale geleceğini siz düşünün. Tabii plastik püskürtme sistemi ile işleyen bu yazıcılar ile geleceği değiştirmek zor. Önemli olan fikir. Daha önce konusunu işlediğimiz Foodini, üç boyutlu yazıcı sistemini kullanarak yemek yapabiliyor. 5000 civarında yemek pişiren ürün ünlü şeflerin de testini geçmiş durumda.
3D yazıcıdan plastik yerine farklı materyal püskürtmek sadece yemeklerle sınırlı değil. MX3D firması Amsterdam’da üç boyutlu yazıcılarla dünyanın ilk çelik köprüsünü yapmak için kolları sıvamış durumda. Joris Laarman tarafından tasarlanan köprü Achterburgwal kanalını birbirine bağlayacak. Ustalar yerine robotların çalıştığı köprünün aşamaları ara ara halka gösteriliyor ve büyük ilgi görüyor. Teknolojinin patronu Tim Geurtjens “Aslında şimdiden çok daha büyük bir nehir üzerine köprü yapabilecek durumdayız ancak ilk adımımızı temkinli atmak istedik,” diyerek aslında teknolojinin neler yapabileceğine dair ipuçları veriyor. Ulaşılması zor alanlar bu sistemle tarih olacak. Dolayısıyla volkanların eteğinde bir tatil beldesi veya Ay’da yapı inşa eden robotlara şaşırmayacağız. Bu arada yemek ve çelik dışında doku basmaya hazırlanan 3D yazıcılar ile ileride organ üretmenin yolları düşünülüyor. Belki de Frankenstein, Mary Wollstonecraft Shelley’nin değil de üç boyutlu bir yazıcının eseridir.
Yerelleşme ve Kişiselleşme
Yemek yapmanın ve köprü inşa etmenin dışında yazıcıların yükselen bir işlevi de yerelleşme ve kişiselleşme. Nike ve Adidas şimdiden konu hakkında birkaç patent alıp işi sağlama almışlar. Özellikle Nike’ın tanıtımlarında kişiye özel ayakkabı geliştirildiği duyuruldu. The Nike Vapor HyperAgility Cleat ismi ile konsept tanıtımı yapılan ürünler SLS denilen (Selective Laser Lintering / Seçmeli Lazer Katılaştırma) bir sistem kullanıyor. Temeli 3D yazıcılara dayanan bu sistem, özel bir maddeyi katılaştırıyor. Bunu yaparken de sporcuların ayaklarındaki veriler kullanılıyor. Bu şekilde üretilmiş üç farklı model bulunuyor. Ancak yakın gelecekte Nike, gerçek anlamda kişiye özel ayakkabı üretebilir. Siz küçük bir salonda basketbol oynarken ayaklarınızdan toplanan verilerle size özel bir taban geliştirilip siz çay içerken ayakkabınız hazırlanabilir. Bu şekilde üretilmiş ayakkabılar sportif başarıları ne derece etkiler merakla bekleyip göreceğiz.
Kendi otomobilinizi basın!
Amerikan otomobilleri özellikle Uzakdoğu’nun yükselişinden sonra krize girdi. Obama’nın da sürdüğü 3D yazıcı ile üretilmiş ilk otomobilden sonra ABD’de bu alanda yeniliklerin ardı arkası kesilmiyor. Ünlü üretici Ford, eski ihtişamlı günleri yakalamak için yedek parça sisteminde 3D yazıcı kullanmaya başladı. Hatta http://3d.ford.com/ sitesine giderek dosyaları indirebilir ve kendi Ford’unuzu basabilirsiniz bile! Tabii şimdilik bunlar sadece statik oyuncaklar. Ancak 500 bininci parçayı üreten Ford, maliyetleri düşürüp müşterilerine esnek çözümler sunmak için fabrikalarında köklü değişime gitti. Yakın zamanda modifiye rüzgarı biraz daha kişiye özel bir şekilde otomobillerde esebilir.
Yedek parça ve üretim
Otomobil üretimleri buz dağının görünen kısmı. Dünya üzerindeki büyük çaplı 3D yazıcı şirketleri birleşerek çok hızlı ve düşük maliyetli çözüm üretmeyi hedefliyor. Diyelim ki çamaşır makinenizde bir parça bozuldu. Geleneksel yöntemlere göre çözüm bulma süreciniz uzun sürebilir. Ancak makinenizin üreticisi 3D yazıcı kullanarak bozuk parçayı tespit edip yenisini üretip neredeyse birkaç saat içinde tüketicinin kolayca değiştirebileceği bir çözüm geliştirebilir. Bu da servis ağı ve satış sonrası destek birimlerinde köklü değişimlere neden olacak. Büyük ihtimalle bu değişime ayak uyduramayan dev şirketler batarken birçok yeni markanın yükselişine tanıklık edebiliriz.