Oyun dünyasının eskimeyen iki konsepti, World War 2 tarihi içerikleri ve strateji kategorisi yeni bir oyun ile yeniden bir arada. Strateji türü için tarihten beslenme aşaması bence olabilecek en iyi karışımlardan biri. İyi ya da kötü fark etmeden yıllar geçse bile tüketilebilecek yapımlar arşivimizi doldurabiliyor. Özellikle benim gibi tarihi içerikleri seven bir oyuncuysanız her çıkan oyunu görmek sizin için bir hobi haline gelecektir. Headquarters: World War II bizi savaşın içine götürmeye, taktiksel olarak kararlar aldırmaya ve savaşın ne kadar zor bir denklem olduğunu yaşatmaya odaklıyor.
Headquarters: World War II, dönemin Amerika, Birleşik Krallık ve Almanya’sı üzerinden 9 görevden oluşan 3 farklı görev seti ile Normandiya Savaşı’na bizi götürüyor. Sıra Tabanlı strateji temelinde güzel arayüz tasarımı, geçiş görselleri ve izometrik bir diorama karesi gibi harita ve birim tasarımları ile özlediğimiz strateji dokusunu bize sunuyor. Oynanış “Öğrenmesi kolay, ustalaşması zor” mekaniğine sahip. Olasılık ve opsiyonlar dahilinde savaş alanında stratejilerinizi geliştirmek, birimlerinizin üstünlük ve zayıflıklarına hakim olmak, onları sürdüğünüz toprakların getiri ve götürülerine hazır olmanız gerekiyor. Bu durum bir yerden sonra “ben kaç boyutlu bir satrancın içindeyim” hissi yaratabilir. Bu hisle başa çıkabilirseniz bu oyun ve bu tarz gerçekten size çok keyif verecektir.
Gerçek bir savaş alanı gibi zarar görebilen etraf, patlayan tankların ve diğer büyük objelerin tekrar siper olarak kullanılabilmesi gibi ince detaylar sizin savaş alanına bakışınızı değiştirecektir. Görsel açıdan etkileyici patlamalar, savaşın vaşhet boyutunu ekrana oldukça iyi vermiş diyebilirim. Birimlerin ve etrafın gerçekçi bir şekilde fizik açısından resmedilmesi de baktığınız alanda olup bitenleri ciddiye almanızı sağlıyor. Bir diğer açıdan ise oyunlarda her zaman bulamadığımız “yaşanmışlık” hissini ve savaş öncesi ve sonrası yaşam etkisini iyi sağlıyor. Huzurlu bir şehrin nasıl harabeye döndüğüne an be an şahit olabiliyorsunuz.
Birim yapısı açısından onları geliştirebilir, değiştirebilir, seviye açısından yükselmelerini sağlayabiliyorsunuz. Benzersiz yeteneklere sahip kahraman etkisini de üzerine eklemeniz olası. Her savaş kendi liderini ortaya çıkartır. Aynı şekilde birimlerinizin içinde mürettebatınızın olduğunu da unutmamanız gerekiyor. Bir tankın ilerlemesi, ateş etmesi, onun komutanının ölmesi gibi şeyler birim üzerinde size farklı negatif kazanım olarak geri dönüyor.
Sıra tabanlı olmasından ötürü her birime dikkat etmeniz, hareket alanlarında iyi düşünüp aksiyon almanız gerekiyor. Satranç oynamak gibi düşünebilirsiniz. Hamleleriniz size galibiyeti getirirken bir anda rüzgar tersine dönebilir. Avantajlarınızı ve dezavantajlarınızı mutlaka iyi hesaplamaları, elinizdeki yetenekleri iyi değerlendirmelisiniz. Ve şunu hiç unutmadan oynamanız gerek: Savaş uzun bir serüven! Ani kararlar ile düşmana saldırmanız size fayda sağlamayacaktır. Özellikle harita üzerinde yıkılabilir yapıların olması, serbest olarak etrafa dağılan araçların patlatılarak düşmana zarar verilebilmesi oynayışınıza doğrudan olmasa bile dolaylı olarak yön verecek noktalar.
Birim çeşitliliği açısından stratejinize yön verecek dönemin tüm detayları önünüze sunulmuş halde. Gözcüler, havan topu atan askerler, makineli tüfekliler, alev makinalı piyadeler, paraşütlü hava indirme tugayları, komando birlikler, Sherman, M10, Cromwell, M3 Stuart gibi bilindik tanklar, anti-tank topçu birlikleri gibi çeşitli birlikler mevcut. Bu birimlerin seviyesini arttırıp yeni yeteneklerle coşturmanız olası. Yeteneği yükselen her birimi gözünüz gibi korumanız gerçeği de ayrı bir durum elbette.
Bu ve daha fazla detayıyla birlikte Headquarters: World War II türü sevenler için oldukça iyi bir oyun diyebiliriz. Steam sayfası şimdiden Çoğunlukla Olumlu yorumlarını biriktirmeye başlamış bile. Tarih ve strateji meraklıları için yeni bir heyecan olarak bu oyunu önerebiliriz.
