Dünyanın en önemli tüketici elektroniği fuarlarından birisi olan CES’te yine çok önemli gelişmelere tanıklık ettik. Dünyadaki değişimle birlikte artık CES bir elektronik fuarı olmaktan çıkıp bir teknoloji fuarı haline geldi. Sadece televizyonlar gibi elektronik ürünler değil otomobillerden insansız hava araçlarına akıllı evlere kadar her türlü teknoloji ve teknolojik ürün burada tanıtılıyor. CES’in düzenleyicisi CEA’nın (Consumer Electronic Association) ismi de bu doğrultuda değişti ve CTA (Consumer Technology Association) adını aldı.
Her yıl olduğu gibi CES, birçok önemli etkinliğe ev sahipliği yapan ABD’nin Nevada eyaletinde bulunan Las Vegas’ta gerçekleştirildi. 6 – 9 Ocak tarihleri arasında Las Vegas’ta sadece teknoloji konuşuldu. 150 binin üzerinde ziyaretçinin katıldığı etkinlikten dolayı otellerde yer kalmazken uçak bileti bulmak neredeyse imkansız hale geldi. MediaTrend ekibi olarak biz de böyle bir etkinliği yakından takip etmesek olmazdı.
Gözlemlerime göre Türkiye’den de fuara büyük ilgi vardı. Vestel gibi bazı Türk şirketleri katılımcı olarak yer alırken teknoloji alanında faaliyet gösteren yerli ve yabancı birçok şirketin yöneticisi ile etkinlikte karşılaştık. Hatta bazılarıyla sohbet etme fırsatı dahi bulduk. Genel görüş ise biraz önce bahsettiğimiz gibi teknoloji şovuna dönüşen etkinliğin daha da ilgi görmeye başladığı oldu. Stantlarda Oculus Rift gibi ürünleri denemek istediğinizde saatlerce sıra beklemeniz gerekebiliyor. Bu yüzden bazı durumlarda denemek yerine sadece görmekle yetinmek zorunda kalabiliyorsunuz. Gazeteciler için durum böyleyse normal ziyaretçiler için nasıl olduğunu düşünmek bile istemiyorum açıkçası.
Tarih yazılıyor desek doğru olur
Teknoloji dünyası bir günde değişmiyor, ama CES bu değişikliğe tanık olmamızı sağlıyor. Örneğin, geçmişte VHS gibi video oynatıcıların doğuşuna sahne olan CES, CD’lerin, DVD’lerin en son Blu-Ray disklerin doğuşuna sahne oldu. Bu yıl ise Netflix tüm dikkatleri üzerine topladı. Düzenlediği bir basın toplantısıyla aralarında Türkiye’nin de olduğu 130’a yakın ülkede yayına başladığını duyurdu. Kullanıcılar artık Netflix’i VPN kullanarak seyretmek yerine kendi ülkelerinden abone olup seyredebilecek. Yerelleştirme konusunda yani Türkçe dublaj ve altyazı ile ilgili durumun ne olacağını ise önümüzdeki günlerde göreceğiz. Gelmek istediğim nokta şu aslında, yayıncılık değişiyor ve CES’te biz yine bir değişime tanıklık ettik.
Otomotiv sektörünün gövde gösterisi
CES her yıl biraz daha bir otomobil şovuna dönüşüyor, bu açık bir gerçek. Otomotiv alanında hizmet veren ve ürün geliştiren şirketler yeni ürünlerini, teknolojilerini burada sergiliyor. Sürücüsüz araçlar, sürüşü kolaylaştıran teknolojiler, eğlence sistemleri ve diğer ürünler CES’de yerini alıyor. Bu yıl geçen seneye göre çok daha fazla otomotiv sektörüne yönelik ürün ve çözüm vardı. Volkswagen yeni elektrikli otomobilini CES’te tanıttı. Ford, Kia, BMW ve diğer üreticiler basın toplantıları düzenlediler ziyaretçilere otomobillerini tanıttılar. Qualcomm otomobillere yönelik geliştirdiği çözümlerini anlatan bir basın toplantısı düzenledi. Eğlence sistemleri ise artık dokunmatik aşamasından ses ve el hareketleriyle kontrol edilebilme aşamasına geçti. Kendi kendine park etme özelliği artık araçtan inip siz evinize doğru giderken aracın içinde olmanıza gerek kalmayan bir noktaya geldi. Biraz önce de dediğimiz gibi CES’te tarihe tanıklık ediyoruz.
Sanal ve Artırılmış Gerçeklik ürünleri gerçeğe dönüşüyor
CES 2016’ya damga vuran diğer ürünler arasında sanal ve artırılmış gerçeklik ürünleri oldu. Oculus Rift’in 599 USD fiyat etiketine sahip gözlüğünü denemek isteyenlerin kuyruğu tabiri caizse alıp başını yürüdü. HTC de sanal gerçeklik ürünlerini sergileyen şirketler arasında yer aldı. Ziyaretçiler etkinlik dışında bulunan bir alanda cihazı deneme fırsatı buldular. Arada Sony’nin PlayStation VR’ını da denemeden dönmedik. Intel ise CES’in açılış konuşmasında sanal ve artırılmış gerçeklik cihazlarının gerçek dünyada nasıl kullanılabileceği konusunda katılımcıların fikir sahibi olmalarını sağladı. Hatta açılış konuşmasında bize dağıttıkları bir bileklikle Intel’in standına giderek ilginç bir deneyim de yaşama fırsatı bulduk.
Gelelim insansız hava araçlarına…
Drone’lar yani insansız hava araçları geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da CES’in her tarafında boy gösterdiler. Sadece ağlarla çevrilmiş alanlarda kullanılabilen insansız hava araçlarının bu yıl geçtiğimiz yıla göre çok daha gelişmiş olduklarını gördük. Havai fişek yerine kullanılan Drone’lardan dans eden Drone’lara kadar teknolojinin ne kadar gelişmiş olduğunu gördük. Artık Drone’lar önlerine engel çıktığını gelişen sensor teknolojileri sayesinde anlayabiliyor ve bu engelleri aşabiliyor. İnsansız hava aracı desek de bu teknolojiyi kullanarak bir kişi taşıma kapasiteli bir uçan araç da gördük. Gerçek hayatta kullanılır mı, kullanılsa da nasıl kullanılır onunla ilgili bir fikrimiz şu an için yok, çünkü insansız hava araçlarının akıbeti şu an pek net değil.