Apple merakla beklenen Vision Pro başlıkları nihayet karşımızda. Bu ürünler için daha önsipariş döneminde bile büyük bir ilgi oldu. Ancak o dönem önsiparişe açılan Vision Pro adedinin sınırlı olduğunu da hatırlatmakta yarar var. Apple’ın geçen yıl duyurduğu ve uzun bir sürenin ardından ilk kez heyecan yaratan Vision Pro’su bu yıl kullanıcılarının karşısına çıkacak. Peki Apple beklediği başarıyı bu ürünle yakalayabilecek mi? Yoksa niş bir ürün olarak cılız kalan bir ürün mü olacak? Ve daha da önemlisi Vision Pro’nun gelişi Apple’ın asıl sorunlarını çözmede etkili olacak mı? Gelin, bu soruların yanıtlarını bu yazıda beraber arayalım.
Öncelikle Vision Pro’dan biraz bahsedeyim. Vision Pro, daha önce Meta dahil bazı teknoloji üreticilerinin bulunduğu bir alana giren, yepyeni bir Apple ürünü. Kullanıcılara yeni bir arayüz, yeni bir kullanıcı deneyimi vadeden bu cihaz, gelişmiş göz takip teknolojisi sunarken ayrıca hassas hareket takibi yapabiliyor ve geniş görüş alanı ile birlikte uzamsal ses özellikleri ile de öne çıkıyor. Böylece Bluetooth cihazlarla birlikte bir bakıma bilgisayar ya da TV gibi çalışıyor ve her yere dokunan bir eğlence cihazına dönüşüyor.
Alüminyum gövdesiyle dikkat çeken Vision Pro, birçok farklı kafa yapısına uygun olarak geliştirilmiş ve stereo hoparlörler ile ses performansını yüksek seviyede alabiliyorsunuz. Göz takip sistemi de aslında kullanıcılara tam anlamıyla 3D ses deneyimi sunuyor.
Vision Pro’nun fiyatını öğrendiğimizde zaten en baştan niş bir ürün olduğunu gösterdi. 3499 dolarlık fiyatla satılan ürünün Türkiye’ye gelmesi halinde fiyatının ne olacağını düşünmek bile oldukça güç. ABD’de 1600 küsür dolara satılan 1 TB’lık iPhone 15 Pro Max’in Türkiye’de 100 bin TL’ye yakın bir fiyatla satıldığını düşündüğümüzde bu rakamın altında bir fiyatla gelmeyeceği çok açık.
Peki Vision Pro için her şey toz pembe mi? Maalesef hayır. Öncelikle ürünün üretilme sürecine odaklanalım. Vision Pro üretiminin maliyeti biraz yüksek ve Apple’ın diğer cihazlarından çok daha farklı ve zorlu üretim sürecinden geçiyor. Tasarımdaki karmaşık yapısı üretim sürecini güçleştirirken, parça bileşenleri de maliyetleri yükseltiyor. Haliyle daha önce 12 ayda 1 milyon adet Vision Pro üretmeyi planlayan Apple’ın aslında en fazla yılda 400 bin kadar bu ürünlerden üretebileceği ortaya çıktı. Bu rakamı da Vision Pro’nun tek üreticisi olan Çin merkezli Luxshare’den öğreniyoruz.
Maliyetlerin yüksek olması haliyle fiyatları da tırmandırıyor ve herkesin erişemeyeceği bir fiyatla Vision Pro’nun satışa sunulmasına yol açıyor.
Vision Pro ile ilgili bir başka önemli sorun da daha yolun başında kalesinde gol görerek yolculuğa başlaması. Elbette Netflix, Spotify ve YouTube’un uygulama desteğini en başından sunmayacağını deklare etmesinden söz ediyorum. YouTube Ocak ayının ortalarında yaptığı açıklamada (Vision Pro henüz satışa çıkmamışken) Apple Vision Pro için yeni bir uygulama geliştirmeyi planlamadığını ve iPad’lerdeki YouTube uygulamasının Vision Pro’da çalışmasına da izin vermeyeceğini duyurmuştu. Benzer bir durum Netflix ve Spotify için de söz konusu.
Peki dünya devleri neden Vision Pro’da yer almak istemiyor? Yanıtı aslında çok da karmaşık değil. Sınırlı cihaz bulunabilirliği, küçük pazar payı, arayüz farklılığı ve Apple’ın geliştiricilere karşı olan tutumunu da düşünürsek durum daha net bir şekilde anlaşılabilir.
Vision Pro daha yolun başında uygulama çeşitliliğinden uzakta duruyor. Apple’ın kendi uygulamaları ve birkaç büyük marka mevcut olsa da, Facebook, Instagram, Spotify, YouTube ve Google gibi dev isimlerin henüz Vision Pro platformunda olmaması büyük eksiklik ve bu ürünü alacak kullanıcılar için de belirleyici rol oynayabilir.
Geçmişte de buna benzer bir olay yaşadık. Bu eksik uygulamalar bir platformun algılanışına zarar verebilir. Windows Phone üstün bir kullanıcı deneyimine sahipti. Yine de, önemli akıllı telefon uygulamalarından herhangi biri olmadan varlık gösteremedi ve Android ile iOS pazarın iki büyük yazılımı oldu.
Yeni bir platform başlatan herkes bu sorunlarla uğraşmak zorunda. Yani bu sorun sadece Apple’a özel değil ve geçmişte de pek çok örneği var. Ancak Apple’ın önemli bir farkı var. Apple, ilgili platformlara yatırım yapmış bir geliştirici havuzu ve yeni ürün alanlarına daha fazla para harcamaya meyilli olacağını umduğu fanatik bir topluluğa sahip.
Öte yandan Vision Pro’nun tek başına Apple’ı kurtarması söz konusu değil. Bu ürünün özellikle ilk yıllarında yüksek fiyatı nedeniyle niş bir ürün kalacağı çok açık. Ancak Apple’ın asıl sıkıntısı Çin’de satış hacminin daralmaya başlaması ve Çinli rakiplerinin giderek güçlenmesi.
Ayrıca üretken yapay zeka noktasında da Apple geride duruyor. Rakipler ise boş durmuyor. Örneğin OpenAI ile üretken yapay zekaya yatırım yapan Microsoft artık 3 trilyon dolarlık bir şirket. Tıpkı Apple gibi. Peki 2024’te Apple dünyanın en değerli şirketi olarak kalmaya devam edebilecek mi?
İşte bu sorunun yanıtı Apple’ın yeniden heyecan yaratmasına ve uğraştığı krizleri kısa sürede çözmesine bağlı. Elbette 2024 yılında üretken yapay zekayı da daha çok konuşacağız ve Apple’ın bu alanda atacağı adımlar da kritik önemde olacak.
