Start-up ya da girişim alanı son yıllarda büyük bir çıkış yakaladı. Birçok kişi inandığı bir fikri yatırım alarak somutlaştırıp profesyonel iş formatına dönüştürmek için kolları sıvadı. Ancak girişimler ne yazık ki beklenildiği gibi parlak bir tablo çizmekten uzaktı. Danışmanlık şirketi Startup Genome raporuna göre 12 start-up’tan 11’i başarısız oldu. Peki, bu başarısızlığın nedeni nedir? Atılması gereken doğru adımlar eşliğinde bu sorunun cevabına bakalım.
Start-up Fikri Dönüşüme Gerçekten Hazır mı?
Konumuz gereği teknoloji alanına bakacak olursak bu alandaki girişimlerin hayata dönmesi durumunda %64’ünün başarısız olduğunu görüyoruz. Yani atılımların üçte ikisi hüsrana uğruyor. Somut bir projeye dönen start-up için kritik süre ilk 17 ay. Başarısızlık genelde bu süre zarfında meydana geliyor. Araştırmalar bu süreyi analiz ettiğinde ilginç bir sonuç ortaya çıkıyor. Fikir babalarının ya da kurucuların %75’i şirketlerin iş yapmaya yeterince hazırlıklı olmadığını itiraf ediyor.
Ya Tutarsa… Sonrası?
Dolayısıyla ben hazırlıksız olma durumunu şöyle yorumluyorum. Start-up’lar geliştirilirken odak çoğunlukla kaynak bulmaya kayıyor. Ancak ve ancak rakamlar, yatırım sonrası sürecin yeterince projelendirmediğini gösteriyor. “Nasılsa başarı oranı düşük” mantığı belli ki girişimcileri korkutuyor. Ancak “Ya tutarsa” algısını kırmak lazım. Çünkü fikir “tuttuğu” veya yatırımcıda karşılık bulduğu zaman sonrası için planlı ve hazır olmak gerekiyor. Durum biraz Fransız Devrimini anımsatıyor. Devrimi gerçekleştiren beyin takımı, sistemi devirdikten sonra ne yapacağını planlamadığı için idam ediliyor. Hatta Atatürk, Cumhuriyeti kurma sürecinde bu olaydan ciddi dersler çıkarıyor. Öyle ki kurucu kadro, Cumhuriyet sonrası eğitimden, üretime tüm temelleri vakit kaybetmeden atıyor.
Global Düşünün Yerel Davranın
Küresel ve Yerel sözcüklerinden oluşan GLOCAL terimi pazarlamada hep geçerlidir. Bu nedenle ister teknoloji isterse başka bir alan olduğunda dünyanın dev bir pazara dönüştüğünü unutmayın. Girişimler, start-uplar da bu gerçeği çok ciddi kavramalı. Bu nedenle iş stratejinizi çok uluslu geliştirmeye açık bir şekilde kurgulayın.
Herkesin gönlünde 1 milyar dolarlık yatırım alıp Unicorn olmak var. CB Insights araştırmasına göre böyle bir hedefe Uber, Airbnb gibi ulaşanların sayısı %1. Fakat bu yüzdelik dilimin özelliği birçok ülkede operasyon gerçekleştirmesinden kaynaklanıyor. Bunun için de hukuki süreçleri sakın yabana atmayın. Zaten yerel davranmaktan da kasıt bu. Farklı bir uzmanlık gerektiren yerel hukuki konularda eliniz baştan güçlü olsun. Yoksa başka denizlere açılmaya fırsat bulsanız bile geminiz batar.
Rakip Analizine Önem Gösterin
Fikrinizin parlak olduğuna inanıyorsunuz. Ancak sizin gibi başkaları da benzer projeler üzerinde çalışabilir. Bu nedenle sektördeki rakiplerinizi ve potansiyel trendleri çok iyi analiz edin. Elinizi çabuk tutun ve tabir caizse pişti olmayın. Fikrinizin bir ihtiyaç karşılaması ya da ihtiyaç yaratması çok önemli. CB Insights raporuna göre teknoloji alanında başarısız olanların %42’si ihtiyaç kriterini yerine getirmiyor. Böyle olduğu için de bu fikri satacağınız bir kitle yani müşteri edinemezsiniz. Örneğin bu sene moda olan şeffaf televizyonların başarısız olacağını düşünüyorum. Çünkü bana göre ortada şeffaf televizyon isteyen geniş bir kitle yok. Diyelim ki şeffaf paneli siz geliştirdiniz. Bu paneller maliyet açısından mantıklı mı? Daha sonra şeffaf olması kullanıcıya ne katacak? İşte Metaverse! Fikir güzel ama hangi ihtiyacı karşılıyor?
Yukarıdaki soruları fikrinizin oluşum aşamasında dikkate alırsanız başarı şansınız artacaktır. Start-up dünyasında gerçek yaratıcı fikre sahip olanlar ve köşeyi çabuk dönmek isteyenler arasında seçiminizi yapın.