Son yıllarda özellikle 4G ve 5G teknolojilerini çok sık duymaya başladık. 4’üncü nesil anlamına gelen 4G teknolojisi kullanıcılara 3G’ye nazaran çok daha yüksek hızlarda bağlanabilme imkanı sunuyor. 3G teknolojisinde olduğu gibi 4G de zaman içerisinde gelişim gösterecek ve hızlanacak. Nasıl 3.5G, 3G+ gibi değişim gösterdikçe farklı isimler farklı ekler aldıysa, 4G teknolojilerine de 4.5G, 4G+ gibi isimler verilecek. Hız açısından baktığımızda şu an birden fazla taşıyıcı kullanılarak 3G teknolojisinde 60 mbps’nin üzerine çıkmak mümkün. 4G’de ise LTE Advanced teknolojisi ve birden fazla taşıyıcı kullanarak 1Gbps’yi geçen hızlar elde edilebiliyor. Laboratuvar ortamlarında yapılan testlerde ise çok daha yüksek hızlara erişilebiliyor. Hatta geçtiğimiz aylarda Türkiye’deki operatörlerimiz yaptıkları açıklamalarla testlerinde bu hızların oldukça üstüne çıktıklarını açıklamışlardı.
Hepinizin bildiği gibi 3G teknolojisine de diğer ülkelere bakıldığında biz biraz daha geç geçmiştik. Aynı şey 4G teknolojisi için de geçerli. Geçtiğimiz aylarda yapılacağı açıklanan ihale ertelenmiş sonrasında ise gecikmeli olarak yapılarak operatörlere yetki verilmişti. İhalede yasal sürecin tamamlanması ile birlikte top operatörlere geçmiş olacak. Dolayısıyla Türkiye’de 4G teknolojisinin olgunlaşmış hali kullanılmaya başlanacak. Bu arada cihaz açısından baktığımızda şu an satılan akıllı telefonların ve tabletlerin büyük kısmının 4G desteğine sahip olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla son kullanıcı cihazları açısından pek bir sorun yaşanmayacak gibi görünüyor.
Şu anki ihale süreci ve operatörlerin açıklamalarına bakarsak 4G teknolojilerini 2016 yılında kullanmaya başlayacağız gibi gözüküyor. Teknoloji başlangıç olarak ilk olarak mobil cihazların yoğun olarak kullandıkları AVM’ler ve şehir merkezleri gibi noktalarda uygulanmaya başlanacak. Zaman içerisinde diğer yerlerde de yayılacak. Bunun en büyük nedeni ise 4G teknolojileri için ayrı bir yatırım gerekmesi.
Dünya genelinde durum nasıl?
Dünya geneline baktığımızda 120’nin üstünde ülkede 350’den fazla operatörün 4G’ye geçtiğini, yani LTE teknolojilerini kullanmaya başladığını görüyoruz. GSMA’nın bu yılın başında açıkladığı rakamlar bunlar, en azından 30 ila 40 arasında operatörün daha bu kervana katıldığını söylemek mümkün. Yani dünyadaki mobil iletişim pazarında hizmet veren operatörlerin neredeyse üçte ikisi 4G’ye geçmiş durumda. Herhangi bir aksilik olmazsa biz de 2016’nın başında bu kervana katılmış olacağız.
4G’nin 3G’den farkı ne?
Son kullanıcı açısından baktığımızda 4G’nin en önemli farkı kullanıcılara sağladığı yüksek hız. 4G kullanıcıları 3G’ye nazaran çok daha hızlı dosya indirebiliyor, yükleyebiliyor, yüksek çözünürlüklü videoları takılmadan izleyebiliyor. Son kullanıcıların elde ettikleri tek fayda sadece hız değil, elbette 4G ile birlikte son kullanıcılara yönelik daha farklı uygulamalar ortaya çıkacak. Diğer taraftan bir diğer değişiklik kotalarda olacak. İlk başta pahalı olsa da zaman içerisinde kullanıcılar şu an ödedikleri ücretle çok daha fazla indirme ve yükleme kotasına sahip olacaklar. Dezavantajlarına baktığımızda ise en önemlisi 4G kullanan cihazların pilinin daha çabuk biteceği gerçeği. Gerçi cihaz üreticileri son zamanlarda pil sürelerini artırma konusunda oldukça başarılı işler yaptılar, bunun üstesinden de geleceklerdir.
Gelelim 5G’ye…
Artık yeni bir ürün çıktığında ertesi gün hemen bir üst model için çalışmalar ve söylentiler başlıyor. Örneğin Apple iPhone’un yeni modelini çıkardığında daha ürün piyasaya bile sürülmeden yeni model hakkında bilgiler, söylentiler düşmeye başlıyor. Aynı şey teknolojiler için de geçerli. Şu an için 5G konusunda çalışmalar başlamış durumda fakat önümüzdeki 7 – 8 yıl içerisinde ticari olarak 5G teknolojisinin kullanıldığı bir ağ görmek biraz zor gibi gözüküyor. Daha standartları dahi tam oturmuş değil ki standartların 2020 yılında tam anlamıyla belirlenmesi bekleniyor. Ayrıca operatörlerin 3G ve 4G için yaptığı yatırımların geri dönmesi gerekiyor. Bu yüzden 5G’ye geçiş biraz zaman alacak. İyimser bir tarih söylemek gerekirse bu 2022 yılından önce olmayacak.
Adı ne olursa olsun her geçen gün hıza olan ihtiyacımız, sürekli bağlı olma isteğimiz artıyor. Bugün 4G’den hatta 5G’den konuşuyorsak ileride çok daha fazla hız ve farklı avantajlar sağlayan teknolojilerden konuşacağız. Bu artık bizim normalimiz haline geldi, istesek de istemesek de…