Bugün 7 Aralık Dünya Mektup Yazma Günü… Şöyle bir düşündüm de mektup yazmayalı yıllar olmuş. Hani birkaç not karalamak dışında elle bir şey de yazmıyoruz artık. Yeni nesiller çok bilmez ama benim kuşağım için mektubun anlamı çok büyüktü… Sizden uzakta olan yakınlarınızla tek iletişim yolu mektuptu o zamanlar… 1974’te Amerika’ya çalışmaya giden rahmetli babamla mektuplaşırdık. Ayda bir de Galatasaray’daki postahaneden günler önce yazdırarak telefonla konuşmaya çalışırdık.
Ucu yanık aşk mektupları
İlk gençlik döneminde büyükler sorardı hep: “Bir kızla mektuplaşıyor musun?” diye… O günlerde postacılar yalnızca fatura ve tebligat getirmezlerdi. Size kimden mektup geldiğini bilirler ve müjde isterlerdi. Askerde yavukludan gelen, bir ucu yanık, üzerine parfüm sıkılmış, ya da dudak iziyle mühürlenmiş mektuplarla avunurdunuz… Yurtdışından gelen mektupların üzerinden pulları dikkatle söker biriktirdiniz.
Tarihte bilinen ilk mektup için Pers Kraliçesi Atossa örnek gösterilse de, İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmekte olan Sümerli rahibe Enlil’in Kral Susin’e yazdığı aşk mektubunun milattan önce 2300-2500 yılları arasında yazılmış olduğu iddia ediliyor. İnsanlar yazının icadından sonraki dönemde taşlara kazıma, kil tabletlere çentik atma, ip düğümleme, kurşun, bakır, hatta tahta levhalara demirden yapılmış bir kalemle yazılar yazdılar. Daha sonra ağaç yaprakları ve kabuklarından bugün adına kağıt dediğimiz malzemenin en ilkel halini ürettiler. Sonraları Mısırlıların geliştirdiği papirüs Roma İmparatoru Claudius zamanında güçlendirildi ve kamış kalemden zarar görmeyecek hale getirildi. Mürekkep balığının salgısından elde edilen mürekkebe saz kamış, tahta ya da demirden yapılmış olan kalem daldırılıyor ve yazı yazılıyordu.
Kraliçe Viktorya ile gelen posta pulu
1840’tan önce mektuplar özel kurye, atlı postacı, ya da posta arabası tarafından ulaştırılıyordu. Ücreti alıcılar öderdi. Ücret mektubun sayfa sayısı ve mesafenin uzunluğuna göre belirlenirdi. Mektubun başkaları tarafından okunmaması için kırmızı balmumu eritilir, yüzük veya bir damga ile mühürlenirdi. Ancak, 1840’tan sonra Kraliçe Viktorya İngilere’sinde gönderenin ödeme yaptığı pul sistemi kullanılmaya başlandı… Amerika da bu sistemi 1842 yılından itibaren izlemeye başladı.
Mektup popüler bir iletişim aracı değil artık… Onun yerini önce telgraf, sonra telefon ve şimdi de internet aldı. Telefonların akıllı hale gelmesinden sonra, e-mail (eposta) ve mesajlaşma uygulamalarını daha çok kullanır hale geldik. E-mail, hayatımıza 1971 yılında girdi. Yani 45 yıldır e-mail kullanıyoruz. 2015 yılında yapılan bir araştırmaya göre dünyada 2,6 milyar e-mail kullanıcısı bulunuyor. Her gün 205 milyar e-mail gönderiliyor. Yani bir saniyede 2,4 milyon e-mail… Ve bir yılda 74 trilyon adet… 2009 yılında günde 1,4 milyar e-mail gönderiliyordu. Yani geçen altı yılda bu oran 146 kat artmış.
Haydi birine mektup yollayın bugün
İlginç istatistik rakamları devam ediyor. Bir çalışan günde ortalama 121 e-mail alıyor. Bu e-maillerin yüzde 49,7’si spam yani “gereksiz”… Ayrıca yüzde 2,3’ü zararlı yazılım eklentili… Kullanıcılar kendilerine gelen e-mailleri açarken yüzde 55,2’si masaüstü bilgisayarlarını, yüzde 25’i akıllı telefonlarını ve yüzde 7,3’ü ise tabletlerini tercih ediyor.
Tüm bunlara rağmen, en azından bugün sevdiğiniz birine bir mektup yazın… Kendi ellerinizle… Özenle zarflayın, pullayın ve gönderin… İnanın çok sevinecektir…