Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    GenelSağlıkta teknolojik dönüşüm

    Sağlıkta teknolojik dönüşüm

    Teknoloji pek çok alanda hayatımızı kolaylaştırdığı gibi sağlık sektöründe de önemli bir rol oynuyor. 3 boyutlu yazıcılarla organ basılabiliyor, yapay zeka sayesinde birtakım hastalıkların önüne geçilebiliyor. Gelecek dönemde ise doktorların ve hemşirelerin yerini yavaş yavaş robotların alması bekleniyor. Peki, gelişen teknoloji sağlık sektörünü nasıl etkiliyor?

    Yapılan araştırmalara göre dünya çapında tüketicilerin yüzde 55’i doktorların yerini yapay zeka ve robotların alması konusunda istekli. Bu oran İngiltere’de yüzde 39, Nijerya’da ise yüzde 94 olarak karşımıza çıkıyor. Türkiye’de ise tüketicilerin yüzde 85’i sağlık hizmetlerinde robotlara hazır. Dünyadaki başarılı örneklere bakacak olursak şunları söyleyebiliriz; Open Bionics, 3D yazıcı kullanarak 42 saatte akıllı biyonik el üretmeyi başardı. Biyonik eller, İngiltere Ulusal Sağlık Servisi tarafından gerçekleştirilen 6 aylık deneme sürecinin ardından güvenli ve etkili olduğu sonucuna varılırsa ücretsiz olarak temin edilebilecek. Melbourne Üniversitesi araştırmacıları, ‘artırılmış stüdyo’ adında bir girişim başlattı. Bu girişimde fizyoterapi öğrencilerinin, derinin altında yer alan kasların nasıl çalıştığını kafalarında canlandırarak öğrenmeye çalışmaları hedefleniyor. Minnesota Üniversitesi’ndeki mühendisler, robotlar için 3 boyutlu yazıcılarla dokunma duyusuna sahip cilt üretti. Hollanda’da kafatası sürekli büyüyen ve beynine baskı yapan bir kadın, 3D baskı teknolojisiyle sağlığına kavuştu. Medical Center Üniversitesi’nden Dr. Bon Verweij ve ekibinin gerçekleştirdiği ameliyatta 22 yaşındaki kadının kafatası tamamen çıkarıldı ve plastik protezle değiştirildi. ABD’nin Stanford ve Chicago üniversitelerinin tıp fakülteleriyle ortak çalışma yürüten Google, hastaların tıbbi geçmişlerini bilgisayarlara yükledi. Bu veriler analiz edilerek insanların gelecekte ne zaman hasta olacakları tahmin edilebilecek.

    Başarılı bir örnek…
    Geçmişte yaşadığı bir dağcılık kazası sonrası iki bacağını kaybeden ve kendisi de biyonik bacaklara sahip olan biyonik çağın lideri Hugh Herr, “Gelecekte insanlar yeni nesil sentetik motorlar kullanarak gücünü ve hızını artırabilecek. Bu sayede biyolojik kaslarımız daha hızlı ve güçlü hareket edebilecek. Bir ya da 100 yıl sonra İstanbul ya da Paris sokaklarında dolaşan bu tür kişiler göreceksiniz.” Biyonik teknoloji ile yıllar içinde yeni kimliklerin oluşacağını aktaran Hugh Herr, “Ben kendi kimlik değişimimi biyonik sayesinde yaşadım. Biyonik bacakla herkes bana ‘topal olacaksın’ dedi. Söylenenlerin aksine kimsenin çıkamayacağı yüksekliklerdeki dağlara çıktım” diyor…

    Mikro robotlar geliyor
    Carnegie Mellon University Öğretim Üyesi Metin Sitti’nin, mikro robotların sağlık sektöründe nasıl kullanılacağıyla ilgili yapmış olduğu şu açıklamalara bir göz atalım: “Son 20 yıldır sağlık alanındaki en büyük başarılardan biri insanları kesmeden ameliyat yapan sistemler. Robotlar tedavi süresini ve riski azaltmak üzere doktorlara yardımcı olacak şekilde tasarlanıyor. Şu ana kadar 300 milyondan fazla operasyon bu robotlarla yapıldı. İnsanların midesinde, bağırsağında gezebilen bu robotlar doktorların ulaşamadığı bölgelere ulaşabiliyor ve insanlara zarar vermeden işlem yapabiliyor. Amacımız, gözle görülmeyecek kadar küçük, zarar vermeden vücudun çok küçük alanlarına girebilecek robotlar geliştirmek…”

    Gelecekte bizi neler bekliyor?
    En başta yapay zekanın sağlık alanında önemli bir rol oynaması öngörülüyor. IBM’in sağlık bakımı için geliştirdiği yapay zeka teknolojisi olan IBM Watson Health, kanser alanında yaptığı araştırma sonuçlarına göre, kanser tedavilerinin yüzde 96’sında doktorlarla aynı kararı verme başarısını elde etti. Bu teknoloji, hekimlerin tedaviyle ilgili kritik kararları daha hızlı ve güvenli almasını sağlayacak. Sağlık alanında kullanılmaya başlanan bir diğer dijital teknoloji de 3D yazıcılar. Bu teknoloji sayesinde hayat kurtaran cihazlara erişim çok daha hızlı ve maliyet açısından ulaşılabilir olacak. Bu teknolojiyi kullanarak, organ üretilmeye başlanması tek başına devrim niteliğinde. Nesnelerin İnterneti ve Giyilebilir Teknolojiler gibi dijital araçlar ise, biyolojik verilerin uzaktan izlenmesine, ilaç alımının takibine ve uzaktan hasta takibine imkan sağlıyor. Kronik hastalıkları olan hastalar bu teknolojiler ile uyumlu aplikasyonları akıllı telefonlarına indirerek hastalıklarını kendileri takip edebiliyorlar.

    Haberler

    BUNLARI DA BEĞENEBİLİRSİN