Her yıl haziran ayında Los Angeles’da gerçekleşen E3 oyun fuarını bu sene de geride bıraktık. Bizler de fuarda yerimizi aldık ve yeni gelişmeleri sizler için takip ettik.
Geçtiğimiz pazar günü yola çıktık. 14 saatlik yorucu bir yolculuğun ardından otele yerleştik. İki ülke arasındaki zaman farkında ötürü oldukça zor geçecek beş gün bizi bekliyordu. Zira Türkiye uyurken, orada gündüz vakti oluyordu. Bu sebeple ters yüz olmuştuk resmen. Yine de iş aşkı başka olsa gerek, orada bulunduğumuz süre içinde girdiğimiz her toplantı ve etkinlikten ağzımız kulaklarımızda çıktık.
Fuar başlamadan önce büyük firmalar konferanslarını gerçekleştiriyor. Sony, Nintendo, Ubisoft gibi firmalar, etkinlik başlamadan önce bu sene duyuracağı başlıkları orada anlatıyorlar. Bu sebep ile özellikle fuardan önceki iki gün çok önemli bir süreç. Burada tüm başlıkları öğreniyor ve programınızda son dakika değişiklikleri yapıyorsunuz. Bu sene benim nerede ise tüm programım değişti. Zira Ubisoft ve Sony’nin duyuruları tüm oyun dünyasına bomba gibi düşmüştü. Özellikle de Sony’nin duyuruları. Sanki ‘Oyun bizden sorulur’ mesajı veriyordu. Birbiri ardına duyurdu başlıklar, oyun dünyasına bomba gibi düştü. God of War, Resident Evil VII, Detroid gibi başlıklar oyuncular arasında büyük heyecan yarattı.
Bir çoğunuz konferansları zaten takip ettiniz. Ancak o kadar çok içerik üretildi ki bizlerin bile gözünden kaçanlar oldu. Sizlere gezip gördüğüm kısmını kısaca anlatmak istiyorum. Öncelikle beni en çok mutlu eden kısmını söylemem lazım. Ülkemizde yapılan etkinliklerin aksine fuar alanında cosplay curcunası değil, gerçekten içerik şenliği vardı. Yeni yapımlardan tutun birçok oyun geliştiricisi de etkinlik alanında sevenleri ile buluşuyor ya da ürünlerini anlatıyordu. Mesela Quantic Dream’in CEO’su David Cage’den Detroit: Become Human’ın tanıtımını dinlemek, inanılmaz bir deneyimdi. Hislerini, geliştirme sürecini ve hedeflerini dinlemek gerçekten eşsiz bir deneyim. Ya da yürürken Yoshinori Ono ile karşılaşıp selfie çekmek harika idi.
Bunların yanında etkinlikle en çok dikkatimi çeken konulardan biri de VR yapımları idi. VR’ı yıllardır konuşuyor, yazıp-çiziyoruz. Ancak ilk defa bu kadar yoğun bir içerik ile karşılaştım. Bunlar içinde beni en çok etkileyenlerden biri Resident Evil VII ile Star Trek: Bridge Commander oldu. Deneyimlerimi kısa süre içinde paylaşacağım. Ancak Star Trek’ten de kısaca bahsetmek istiyorum. Uzay Yolu’nu bilmeyeniz yoktur. Kaptan Kirk, Spock, Scotty deyince bilim kurgu severler için akan sular durur. Bridge Commander’da da bunun suyu çıkmış. USS AEGIS gemisini kullanarak uzay yolculuğuna çıkıyorsunuz. Ancak öyle böyle değil. VR gözlüğünüzü takarak, gemideki bir görevi alıyorsunuz. Ben Scotty’nin görevini aldım ve geminin enerji, kalkan gibi görevlerini üstlendim. Daha fazla detay vermiyorum. Yazımı bekleyin. Ancak dediğim gibi VR konusu çok ön plana çıkmıştı. Hatta yetişkin içeriklerini sunan bir firma da etkinlikte yerini almıştı. Önünde çok fazla sıra olduğu için deneyimleme şansı bulamadım ama kullananların yüz ifadelerinden sonuç belli oluyordu. Kısacası sanal gözlüğün sınırları birçok noktada görünüyordu.
Tabi büyük usta Hideo Kojima’yı da unutmamak lazım. Sony konferansında sahneyi alıp da ‘Geri Döndüm’ demesi hala birçoğumuzun kulaklarında çınlıyordur.
Ayrıca fuarda dolaşırken birçok basın mensubu ile karşılaşıp sohbet edebiliyoruz. Birçok kişi ile konuşma şansım oldu. Herkesin fikri aynı: Son 10 yılın en iyi E3 Fuarı bu oldu. Ayrıca oyun üreticisi firmaların da şovları gerçekten övgüye değerdi.
Elbette anlatılacak çok fazla şey var. Önümüzdeki günlerde bir yazı daha hazırlayıp, deneyimlediğim oyunları da anlatmayı planlıyorum.
