Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    GenelAmerika ve Türkiye arasında mekik dokuyan girişimci bilim adamı Veysel Berk

    Amerika ve Türkiye arasında mekik dokuyan girişimci bilim adamı Veysel Berk

    Amerika’da hangi üniversitede hangi alanda çalışıyorsun? Okuyucularımıza biraz bilgi verir misin?

    Kabataş Erkek Lisesi mezunuyum. 97’de Boğaziçi Üniversitesine girdim, Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümüne. Aynı zamanda fizik bölümünde de okudum. 2000 yılında başkan Clinton döneminde İnsan Geni Projesi’nin yapıldığı enstitüye, MIT (Massachusetts Institute of Technology) ‘ye bilimsel çalışmalar yapmak için gittim. Buradaki çalışmalar iyi gidince, University of California Berkeley’de doktora programına davet edildim. Doktora programı da iyi geçince, Amerikan Enerji Bakanı aynı zamanda Nobel ödüllü bir fizikçi olan Steven Chu laboratuvarında ortak çalışma yapmak için davet etti beni.

    VEYSEL BERK2

    Enerji Bakanı Steven Chu ile birlikte bir özel bir mikroskop ürettik. Bu mikroskop normal bildiğimiz gün ışığını kullanıyor, fakat elektron mikroskobu kalitesinde görüntü alabiliyor. Yani metrenin milyarda biri çözünürlükte görüntü elde ediyoruz, ama elektron mikroskobu gibi canlıları öldürmeden, bu yüzden canlı canlı kanserli hücreleri takip edebildik.

    Kronik hastalıklara sebep olan mikropları BBG evleri gibi izledik aslında. (Gülüyor) Vücudumuzda nasıl evler, şehirler, yollar yaptıklarını gördük ilk defa dünyada, şehirlerin etrafını kaleler ile çeviriyorlar aynı insanlar gibi. Kaleleri sayesinde kendilerini koruyorlar bu yüzden 30-40 yıl vücudumuzda kalabiliyorlar, bu yüzden kronik hastalık diyoruz zaten. Hedefimiz bunların kalelerini parçalayıp kronik hastalıkları tedavi etmekti. Bu yolda ciddi ilerlemeler kaydettik bu mikroskop ile. Bu çalışmalar 2013 yılında Science dergisinde yayınlandı. Aynı yıl Silikon Vadisi’nde kurduğumuz bilişim ve teknoloji şirketi Wallit’e iki hafta gibi kısa bir sürede 1 Milyon doların üzerinde yatırım aldık. Yatırımcıları arasında HP’nin başkan yardımcısı, OpenTable’in başkanı, PocketGems CEO’su, YouTube yönetim kurulu üyeleri gibi meşhur isimler ve venture capital şirketleri var.

    Türkiye’de seni evebirilazim.com ve Çaycı ile tanıyoruz. Bu iki proje hakkında kısaca bilgi verir misin?

    Hem bilim dünyasında hem de Silikon Vadisi’nde yaptığımız çalışmalar heyecan vericiydi. Fakat geçen yaz annem ciddi bir rahatsızlık geçirdi. Hem ailemle biraz vakit geçirmek hem de ülkemde yeni bir şeyler yapabiliriz düşüncesiyle Türkiye’ye geldim. 14 yıl San Francisco’da yaşadıktan sonra birkaç ay önce büyük bir özlem ile Türkiye’ye geldim. Hem ofisi hem de evi temizletmek için iki hafta telefonlarda uğraştım, şirketlerle görüştüm. Yok şu anlaşmaları imzalayacaksınız, uzun süreli taahhüt edeceksiniz, tam gün de gelsek iki saat de gelsek aynı ücreti alırız. “Yok yahu!” dedim adamlara… Fiyatlarda acayip uçuk ve yüksek. Ofisteki arkadaşlara sordum: “Siz nasıl temizlikçi buluyorsunuz?”. Baktım onlarda da aynı problem, eş dost tanıdık soruyorlar. Bazen temizlikçi geliyor bazen gelmiyor, sıkıntılı. Etrafımdaki diğer insanlara sordum, herkesin problemi aynı.

    Yakında, hemen gelebilecek, pratik, referanslı ve güvenilir temizlikçi bulmak çok zor. Bu sorunu çözmek için Eve Biri Lazım dedik ve yola koyulduk. Türkiye’nin en iyi mühendisleri, beyinleri, temizlikçileri kafa kafaya verdik ve 3 hafta gibi kısa bir sürede hizmete başladık. 6 ay gibi kısa bir sürede binlerce evi temizledik. 40 binin üzerinde üyemiz var. Çok hızlı büyümeye devam ediyoruz. Çok yakında iOS ve Android uygulamalarımızı da çıkaracağız, ilk defa buradan duyuralım bunu.

    Çaycı’ya gelince, hikâye biraz ilginç. Türkiye’ye döndükten sonra bir gün nerede güzel bir çay içebilirim diye kendime sordum. Baktım ki bir cevap bulamıyorum. Kahve nerede içerim diye sorunca oysa bir suru alternatif var oysa biz çay milletiyiz. Her gün Türkiye’de 250 Milyon bardak çay içiliyor. En yakin rakibimiz İngiltere ve Çin’den bile kişi başına 3 kat daha fazla çay tüketiyoruz ama bir markamız yok. Her seferinde, 15 dakika da bir taze çay demleyen, her demleme de aynı lezzette, berraklıkta, kokuda, şu alıştığımız doğu Karadeniz çayını servis eden bir yer olsa dedim. Aklıma o an Çaycı geldi. Oturduk arkadaşlar ile birlikte hemen çalışmalarına başladık. İnsanların hemen hemen hepsi çay 1TL olsun dedi. Biz de açılışta bir pankart açtık, “Trump kararını verdi. Çay 1TL, başka bir arzunuz?”. O günden sonra hiçbir reklam yapmadan her gün binlerce insanın girdiği bir mağaza oldu. Hedefimiz bu yıl içerisinde 15 yeni mağaza daha açmak.

    Farklı fikirleri hayata geçiren biri olarak bir rüyanın gerçeğe dönüşmesi için gerekenler nedir?

    Kararlılık ve çok çalışmak olmazsa olmaz. Biraz klasik oldu ama doğru. Bunlar başarılı olmak için yeterli değil ama sanırım genel de bir yanlış anlama var. Çok çalışırsam başarılı olurum diye bir beklenti var. Böyle bir beklentiye girmemek lazım. Başarılı olmak için birçok faktör var ve çok çalışmak bunlardan sadece birisi.

    Ama bana göre daha önemli bir nokta var o da başlamak. Çok fazla düşünmeden, aylarca plan yapmadan. Evet bu iş olur, böyle bir şeye ihtiyaç var ve bu ihtiyacı ben çözersem insanlar bu çözüme para verirler dediğin an, işe başlamak lazım. Plan strateji yerine iş üzerinde yol almak daha önemli. Hatalar muhakkak yapılacak ama yol üzerinde bunlar düzeltilir. Başarı da zaten böyle geliyor, iş iş yaparken öğrenilir, planlar ve hesaplar ile değil.

    Veysel Berk 1

    Girişimcilik konusunda edindiğin en büyük deneyim ne oldu?

    Hata yapmak. Hata yapmak o kadar büyük bir nimetmiş ki neden insanlara hata yapmayın diye eğitim verirler, hata yapanlara kızarlar? Startup demek bilinmeyen bir yolda ilerlemek demek, elinizde neredeyse hiçbir veri yok. Bu şartlarda hedefi bulmanın en hızlı yolu deneme yanılmadır. Yani ne kadar çok ve hızlı hata yaparsanız, o kadar hızlı doğru yolu bulursunuz. Yeterince hata yapmıyorsanız işinizde demek ki gerektiği kadar hızlı ilerlemiyorsunuz. Sonuç olarak tek cümle ile özetlemek gerekirse, yeni girişiminizde “hata yapmıyorsanız hata yapıyorsunuz”.

    Bilimin içinde bir insan olarak teknolojik ürünleri, telefon, tablet, fotoğraf makinesi, televizyon gibi bizim mağazalarda gördüğümüz ürünler hakkında ne düşünüyorsun?

    Teknoloji çok hızlı ilerliyor. Ama teknoloji dünyasında da moda gibi bazen geriye dönüşler var. Yıllarca telefonları ufaltmak için uğraştık, şimdi bakıyorsunuz büyük ekranlı telefonlar daha çok rağbet görüyor. Kullanıcı deneyimi insanlar için en önemli nokta oldu. Ben şahsen her şeyi yapabilen aletlere çok sıcak bakmıyorum artik. Mesela hem tablet hem bilgisayar diye alınan ürünler ne bilgisayar özellikleri ne de tablet özellikleri sizi memnun ediyor. Karaktersiz ürünlerden uzak durmak lazım, ben öyle yapıyorum. İyi bir tabletim var, iyi bir e-book, iyi bir telefon, iyi bir fotoğraf makinem ve iyi bir bilgisayarım var. İnsanlar hep yaa bir alet olsa hepsinin şarjı, ağırlığı taşıması ile uğraşmasam diyor. Ama gerçekte böyle olmuyor. Kitap okurken beklentimiz ile tablet de video izlerken beklentilerimiz çok farklı.

    Şimdi iyi bir akıllı saat bekliyorum. Birçok akıllı saati denedim, henüz devamlı kullanabileceğim bir model bulamadım. Akilli saatler telefon kullanım alışkanlıklarımızı da değiştirecek. Eskisi gibi her dakika acaba bir uyarı var mı diye elimizi cebimize götürmeyeceğiz.

    Araba teknolojileri ise yıllardır çok yavaş ilerliyor, biraz psikolojik bir bariyer var aslında ilerlemenin önünde engel olarak. Ama yavaş yavaş bu da yıkılmaya başladı. Mesela Türkiye’ye henüz gelmedi ama Tesla bu konuda çok başarılı bir startup. Teknolojiyi sonuna kadar kullanıyorlar araçlarında. En son insansız sürüş modülünü de tanıttılar. Ben çok başarılı buluyorum Tesla’nın calışmalarını. Tesla öyle inanılmaz teknolojiler kullanıyor ki bana göre bir araç galerisi yerine Media Markt gibi mağazalarda satılması gerekiyor. (Gülüyor)

    Haberler

    BUNLARI DA BEĞENEBİLİRSİN